20. Hukuk Dairesi 2016/1731 E. , 2016/7488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1957 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında, ... köyü 545 parsel sayılı 33.600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden, çalılık niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacılar ..."in, ... aleyhine açtığı kadastro tespitine itiraz davası sonucu ... Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1958/422-424 sayılı kararı ile feragat nedeniyle davanın reddine, tespit gibi tescile karar verilmiş, karar kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Daha sonra davacı ... tarafından, ... ve ... aleyhine açılan dava sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/398-1969/338 sayılı kararı ile taşınmazın 4750 m2 kısmı ayrılarak 158 sayılı parsele ilave edildikten sonra davacısı adına tescile karar verilmiş ve kesinleşmiştir.
Davacı ... ve arkadaşları tarafından, ... ve ... aleyhine açılan dava sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/127 E. - 1971/286 K. sayılı kararı ile taşınmazın geri kalan 28.850 m2 kısmı 2579 parsel numarası verilerek davacıları adına tescil edilmiş, 1991 yılında 2579 parsel sayılı taşınmaz Belediye Encümen kararı ile 49 adet parsele ifraz edilmiştir.
Temyize konu davada, davacı ..., 08.02.2011 tarihli dava dilekçesi ile, 2579 nolu parselden ifrazen oluşan 5010 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, satın alırken tapu kaydında hiç bir şerh bulunmadığını, daha sonra tapu kaydı üzerine orman şerhi konulduğunu, ... tarafından açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/127 E. - 1971/286 K. sayılı kararında taşınmazın orman sayılmayan yer olduğunun kabul edildiğini, bu kararın kendisi için de bağlayıcı olduğunu, taşınmazın özel orman statüsünden çıkartılarak, tapu kaydındaki orman şerhinin silinmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik; davalılar ... ve ... vekilleri tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3116 sayılı Kanuna göre 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1982 yılında yapılıp ilân edilen, ancak; itirazlar incelenmediği için kesinleşmeyen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması, 1988 yılında başlanıp 22.02.1991 -
29.08.1991 tarihleri arasında ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada özel orman olarak sınırlandırılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın
geldisi olan 545 parsel sayılı taşınmaz hakkında .... ve arkadaşları tarafından ... ve ... aleyhine açılan dava sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1969/127 E. - 1971/286 K. (bozmadan sonra 1972/115-165) sayılı kararıyla taşınmazın orman olmadığı belirlenerek 2579 parsel numarası ile tapuya hükmen tescil edildiği, 1991 yılında 2579 sayılı parselin ifrazıyla oluşan 5010 sayılı parselin 2397 m2 yüzölçümüyle, arsa niteliğiyle davacı ... adına tapuda kayıtlı olduğu, kök 545 sayılı parselin 1945 yılında ... Devlet Ormanı sınırı içinde iken, 54 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca düzenlenen 23/11/1988 gün, 35 numaralı tutunakla meşe, kestane kaplı olması nedeniyle "... Özel Ormanı" olarak sınırlandırıldığı ve bu sınırlandırmanın 1996 yılında ilân edilmesi üzerine davacı tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucunda Yalova Asliye Hukuk (Kadastro) Mahkemesinin 1991/642-1992/1130 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, yine aynı şekilde 545 sayılı parselden ifraz edilen dava dışı parseller hakkında ... tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucunda, mahkemenin 1991/305-94 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 1992/9996-11097 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, her ne kadar davacı ... tarafından açılan temyize konu davada orman şerhinin silinmesi talebi var ise de 5010 sayılı parselin tapu kaydında orman şerhinin bulunmadığı, davanın orman sınırlamasına itiraz olarak açıldığı düşünülürse, yukarıda açıklanan 1991/642 sayılı dosyada da aynı talep bulunduğundan, aynı konuda ikinci bir davanın açılamayacağı, mahkemece bu gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde süresinde açılmış bir orman sınırlamasına itiraz davası bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibarıyla doğru olan hükmün onanması gerekmiştir. Ancak, davanın reddine karar verildiği halde, davalı ... ve ... lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru değil ise de bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 3. paragrafında yer alan "Davalı ile dahili davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmişler ise de davalı ve dahili davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" sözlerinin hükümden çıkarılarak, yerine "Davalı ... ve ... kendilerini vekille temsil ettirdiğinden 1.000.-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, ret sebebi ortak olan davalı idarelere müştereken verilmesine" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.