Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/26769
Karar No: 2016/550
Karar Tarihi: 14.01.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/26769 Esas 2016/550 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/26769 E.  ,  2016/550 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma, yıllık izin, gece çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalı bakanlığa ait iş yerinde alt işverenlerin işçisi olarak 05.10.1998-23.11.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin onbeş yıllık çalışma süresi ve 3600 gün prim ödeme gün sayısının dolması sebebiyle sona erdiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık ücretli izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalı şirket vekili, zamanaşımı definde bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, zamanaşımı defi ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı kanuni süresi içinde davalılar temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı,ulusal bayram genel tatillerde çalışıp çalışmadığı, gece çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı, ücret alacağı bulunup bulunmadığı, faiz başlangıçlarının doğru uygulanıp uygulanmadığı ve ıslah dilekçesine karşı yapılan zamanaşımı definin dikkate alınması gerekip gerekmediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışma ile ulusal bayram genel tatillerde çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
    Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    Somut olayda, mahkemece fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve gece çalışma ücreti davacı ve tanıklarının beyanları ile puantaj kayıtları sunulan dönemler için bu kayıtlara göre belirlenmiştir. Kabul edilen çalışma gün ve saatleri doğrudur. Ancak, çalışma gün ve saatleri bir kısım dönem için davacı tanıklarının beyanlarına göre belirlenmiştir. Tanıkların beyanlarından, davacı ile tüm çalışma döneminde birlikte çalışıp çalışmadıkları anlaşılamamaktadır. Buna göre, puantaj kayıtlarına göre yapılan hesaplama dönemi hariç olmak üzere, davacı tanıklarının ... kayıtlarına göre davalı işyerinde davacı ile birlikte çalıştıkları süreler belirlenerek, belirlenen bu süreler için fazla çalışma, gece çalışması ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatlandığı kabul edilerek, diğer süreler için bu taleplerin ıspatlanamadığından reddi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    3-Davacının son aya ait ücret alacağı olan yirmialtı günlük ücretinin ödendiği ispatlanamadığından ücret alacağına hükmedilmiş ise de, Kasım 2012 ayı ücretlerine ilişkin banka ödeme makbuzu ve davacının ... ... numaralı hesabına 773,03 TL olarak 27.12.2012 tarihinde ve 52,88 TL olarak 21.01.2013 tarihinde gönderildiğine dair belgeler bulunmaktadır. Bu belgeler ve ödeme ile ilgili davacının beyanı alınarak, banka kayıtları üzerindede inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
    4-Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 32/8. maddesinde işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. İşverence işçiye fazladan ödenen ücret ve ücret eklerinin geri alınmasında da uyuşmazlığın temelinde sözleşme ilişkisi olmakla zamanaşımı süresi beş yıl olarak uygulanmalıdır. Kısmi bir dava açılması halinde alacağın yalnız o kısmı için zamanaşımı kesilir. Dava dışı kalan bölümü hakkında, zamanaşımı işlemeye devam eder.
    Somut olayda, davacı kısmi dava açarak, taleplerini ıslah dilekçesi ile artırmıştır. Davalı ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımının dava tarihine göre dikkate alındığı, ıslah tarihine göre zamanaşımı değerlendirmesi yapılmadığı, anlaşılmıştır. Mahkemece, yargılama aşamasında, davacının talebi olmamasına rağmen, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı kabul edilerek, ıslah dilekçesine karşı ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilmemiş ise de, davacının belirsiz alacak davası açtığına dair iddiası bulunmadığı gibi davayı kısmi dava olarak açmış, taleplerinide ıslah ederek artırmıştır. Mahkemece, kısmi dava olarak açılan davanın, re"sen belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, davalının ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı defi dikkate alınarak alacakların yeniden hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yanlış olmuştur.
    5-Davacının 1.000,00 TL hafta tatili ücreti reddedilmiştir. Bu durumda, yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre belirlenmesi gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması doğru değildir.
    6-Davacı feshin ihtarnamesinde kıdem tazminatı ve ücret alacağını talep etmiş, diğer alacaklarını saymaksızın sair kanuni haklarını istediğini beyan etmiştir. Buna göre, ihtarnamede adı geçen ve sayılan kıdem tazminatı ve ücret alacağı dışındaki alacaklar için davalının temmerüde düşürülmediği ortadadır. Hal böyle olunca, ihtarnamede adı açıkça belirtilerek talep edilen alacaklar yönünden temerrüd tarihinin dava ve ıslah tarihi olduğu kabul edilerek faizlerin buna göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi