Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2968
Karar No: 2016/7496

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2968 Esas 2016/7496 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2968 E.  ,  2016/7496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... ile müdahil ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... mahallesi 492 ada 1 ilâ 4 parsel sayılı sırasıyla 4734,91 m2, 8483,75 m2, 4139,14 m2 ve 21333,62 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 06/10/1987 tarih 2 sıra nolu tapu kaydı uygulanmak suretiyle tarla niteliğiyle, 491 ada 2 ve 491 ada 3 parsel sayılı sırasıyla 33844,36 m2 ve 4139,14 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ise belgesizden tarla niteliğiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/89 E. sayılı dosyasında dava konusu olduğundan sözedilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
    ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/89 E. sayılı dosyasında davacı ... tarafından ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde Doğusu: ..., Batısı: ... köyü mezrası, Kuzeyi: ... çamları, Güneyi: ... köyü yolu ile çevrili olan taşınmazı bir bütün olarak ...."tan 1983 yılı içerisinde satın aldığını Cilt no:96, Sahife no:30, Sıra no:2 de kayıtlı olan tapulu kısmını 1987 yılında devrettiğini, tapulu olan kısımla birlikte toplam 100 dönüm civarındaki taşınmazın adına tescili istemiyle ..., ... ve ... aleyhine açılmış olan tescil davasına ... bir kısım taşınmazların kendisine ait olduğu iddiasıyla harçlı katılmış, taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendikten sonra dava dosyası kadastro mahkemesine devredilmiştir.
    Davacı ... tarafından 07/05/2008 tarihli dava dilekçesiyle, davalılar ... ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı 492 ada 19 parsel sayılı taşınmazın da mahkemenin 2004/89 E sayılı dosyasında dava ettiği yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı davada, Asliye Hukuk Mahkemesince, adı geçen parselin kadastro mahkemesinde davalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava dosyası Kadastro Mahkemesinde 2012/7 Esas numarasını almıştır.
    Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama devam ederken ... mirasçıları ... ve arkadaşları 10/08/2012 havale tarihli dilekçe ile davaya katılma ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, birleşen 2012/7 Esas sayılı dosyası yönünden ... ili, ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 492 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, bu taşınmaz dahili davalılar adına zaten tapuda kayıtlı bulunduğundan tescil konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
    491 ada 2 nolu taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile maliye hazinesi adına 2/B vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline,
    491 ada 3 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    492 ada 1, 3 ve 4 nolu parsellerin kadastro tespiti gibi davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
    492 ada 2 nolu parselin kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., müdahil ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraz ile tescil istemine ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 27.01.1993 - 27.07.1993 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;
    ... 27.12.2012 havale tarihli dilekçesiyle dosyanın ... Kadastro Mahkemesine devredilmeden önce yargılamanın yürütüldüğü Gördes Kadastro Mahkemesinin 2008/27 Esas sayılı dosyasına müdahale talebinde bulunmuş ve böylece davaya müdahil olmuştur. Mahkemece, müdahale davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden, davada taraf olduğu halde müdahil ..."in açtığı bu dava hakkında hüküm kurulmamış olması, yine ... mirasçıları ... ve arkadaşları 10.08.2012 havale tarihli dilekçeleriyle ... Kadastro Mahkemesinin 2008/27 Esas sayılı dosyasına müdahale talebinde bulunmuşlar, mahkemece müdahale davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi karar başlığında Ali Çekim mirasçılarından sadece ..."in gösterilmesi usûl ve kanuna aykırı olup hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
    Bunun dışında, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Dayanak tapu kayıtlarının tüm geldi gitti ve revizyon kayıtları getirtilerek usûlünce keşifte uygulanıp kapsamı tayin edilmemiştir. Bu haliyle yapılan tapu uygulaması yeterli değildir. Bundan ayrı, hükme esas alınan fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından müştereken tanzim edilen raporda yapılan açıklamalar da yeterli değildir. Orman bilirkişi, dava konusu taşınmazların bir kısmının kesinleşen tahdit içinde bir kısmının kesinleşen 2/B"lik alanda kaldığını belirtmiş ise de uyguladığını belirttiği 1959 yılı memleket haritasında dava konusu taşınmazların tamamı için hem beyaz renkli hem de yeşil renkli alanlarda kaldığı yönünde birbiriyle çelişen açıklamalarda bulunmuş, dayanak 1953 yılı hava fotoğraflarında ise orman bitki örtüsü taşımayan açık alanda olduğu açıklamasında bulunmuştur. Bu haliyle bilirkişi raporu dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında kanaat oluşturur nitelikte değildir. Eksik taraf teşkili ve yetersiz araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle, dayanak tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ve revizyon kayıtları ile birlikte ilgili yerlerden istenmeli, intikaller sırasında tapu kayıtlarının sınırlarında ve yüzölçümlerinde değişiklikler ortaya çıkması halinde bunun nedenleri araştırılarak sınır ve miktar değişimine dayanak olan kayıt ve belgeler ve ifraz haritaları getirtilmeli, orman kadastrosu ve aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir orijinal renkli ve onaylı orman tahdit harita örnekleri, yine en eski tarihli hava fotoğrafı ile en eski hava fotoğrafına dayanılarak üretilen en eski tarihli memleket haritası ilgili yerlerden getirtildikten ve 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplandıktan sonra; yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız aynı ve komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişiler ile önceki bilirkişiler dışında bir
    ziraat mühendisi, bir harita mühendisi ile bir orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte; getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; dava konusu taşınmazlardan kesinleşen 2/B"lik alanda kalanlar olduğunun belirlenmesi ve bu kısımları kapsayan dayanak tapu kayıtlarının da bulunması durumunda dava devam ederken 26/04/2012 tarihli ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve ... Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun hükümlerinin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı değerlendirilmeli, taşınmazların 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, harita ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmazların edinme sütununda söz edilen tapu kayıtları ve varsa haritaları ve dayanağı belgeler yerel bilirkişiler ve harita mühendisi bilirkişi yardımıyla gereği gibi yerine uygulanmalı, tapu kayıtlarının sınırları tek tek okunmak suretiyle zeminde gösterilmesi sağlanmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen ve gösterilemeyen sınırlar konusunda taraflara tanıkla kanıtlama olanağı sağlanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve dayanağı belgelerle denetlenmeli, uzman harita mühendisi bilirkişisine yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği nokta ve sınırların işaretlendiği, keşfi izlemeye elverişli ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilerek tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, birden fazla tapu kaydının taşınmazlara uyduğu belirlendiği takdirde ise eski tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verileceği düşünülmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı, tapu kayıtları kapsamında tamamen veya kısmen kalmadıkları belirlendiği takdirde, usulünce mera araştırması yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ...nden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Mülkî Amirlikten sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise, mera tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi, tanıklar, uzman bilirkişiler ve tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte, bölgede mera tahsisi yapılmış ise, mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan
    vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda tesbit tutanağı bilirkişilerinden olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde, tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi eliyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak, alınmamış ise tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, taşınmazların mera vasfında olup olmadığı tam olarak belirlenmeli, dava konusu taşınmazların kısmen veya tamamen dayanak tapu kayıtları kapsamı dışında kalıp orman ya da mera sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, komşu parsel kayıtları getirtilerek mahallinde uygulanmalı, dava konusu taşınmazlar yönünü ne olarak okuduğu saptanmalıdır. 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmazlar olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ... ve ... ile müdahil ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi