(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/28834 E. , 2020/5309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin pc operatörü olarak asgari ücretin %50 fazlası ile ..."tan ihale alan şirketlerde çalıştığını, iş sözleşmesinin 31.03.2014 tarihinde haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile aralarında imzalanmış bir iş sözleşmesinin bulunmadığını, davacının herhangi bir hak ve alacağı olmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı, taraf vekillerince kanuni süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücret alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Ulusal bayram genel tatil ücret alacağı ile Hafta tatili ücret alacağı bakımından da aynı ilkeler geçerlidir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin pc operatörü olarak 07.30-20.00 saatleri arasında haftanın 6 günü ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığını, dini bayramların 1. gün hariç tüm dini mili bayramlarda çalıştığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanları esas alınarak davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, dini bayramlarda iki gün hariç diğer ulusal bayram genel tatil günleri dahil çalışma yaptığı, ayda iki hafta 7 gün çalıştığı için günde üç saat fazla çalışma sebebi ile haftalık 21 saat, iki haftasında ise haftalık 18 saat üzerinden fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, davacı tanıklarından birinin husumetli olduğu davalı aleyhine dava açtığı ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edeceği tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Öte yandan aynı işyerinde çalışan işçi tarafından davalı işveren aleyhine açılan ve ... 5. İş Mahkemesi 2015/651 esas- 2018/7 karar sayılı 04.01.2018 tarihli dosyası üzerinden görülen davada davacının tanık olarak dinlendiği ve işyerindeki çalışma düzenine ilişkin olarak “ Ben 2009-31.03.2013 yılları arasında davalının ... demir köprü iş yerinde bilgi işlem operatörü olarak çalıştım. Davacı ben geldiğimde çalışıyordu, ben ayrıldığımda çalışmaya devam etti. Davacı yetkili personel olarak çalıştı. Çalışma saatleri sabah 07:00 akşam 19:00 haftanın 5 günü, Cumartesi günü sabah 07:00 öğlen 14-15:00 şeklinde haftanın 6 günü çalışılması gerekirken haftanın yaklaşık 2-3 günü çıkış saati 21-22:00 olur. Dini bayramlarda çalışılmıyordu, milli bayramlar resmi tatillerde aynı şekilde çalışıyordu. Yemek parası, yol parası ve servis uygulaması yoktu. Yemek molası tam olarak uygulanmıyordu. Davacının en son aldığı ücreti bilmiyorum, ödemeler bankadan yapılıyordu. İşten çıkarılma sebebini bilmiyorum. Davacının bu süreçte çalışması sürekli ve kesintisiz idi. Benim açılmış davam vardır dedi ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenler ile davacının çalıştığı işyeri, yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, emsal dosyada davacının tanık olarak verdiği ifade, hep birlikte değerlendirildiğinde davacının yargılama sırasındaki yeminli beyanı kendisini bağlayacağından; dini bayramlarda çalışma yapılmadığı kabul edilerek ulusal bayram genel tatil ücret alacakların hesaplanması, ayda iki hafta tatilinde çalışma olmaksızın fazla çalışma ücret alacağının Mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Belirtilen sebepten ötürü karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.