18. Ceza Dairesi 2016/1141 E. , 2017/15664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
A)Sanığa yükletilen kasten yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK"nın 53/1-b maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında resen uygulanabileceği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi başkaca hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
1-Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması,
2-Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, CMK"nın 325/1 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13/1 maddeleri uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... ile katılan ... vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıklar yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları tebliğnameye kısmen uygun olarak, "tekerrüre eass sabıkası bulunan sanık hakkında TCK’nın 58. maddesinin uygulanması, mükerrir olan sanık hakkında cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması” ile “katılan kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca 1.500 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesi" ibareleri eklenerek HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
Sanığın, doktor olan katılana söylediği kabul edilen "siz ne biçim doktorsunuz” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)Hakaret suçunun aleni olan hastane koridorunda işlenmesine rağmen, TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanmaması,
b)TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... ile katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/12/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.