3. Hukuk Dairesi 2014/9662 E. , 2014/15195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NEVŞEHİR AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2013/187-2013/498
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının arıtırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların 28.04.2004 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte 1998 doğumlu müşterek çocuk Beyza"nın velayetinin müvekkiline verildiğini ve çocuk lehine aylık 100,00 TL. iştirak nafakasına hükmedildiğini, Beyza"nın öğretmen lisesi 9. sınıf öğrencisi olduğunu ve üniversiteye hazırlık kurslarına gittiğini, ihtiyaç ve masraflarının arttığını ileri sürerek, aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 500,00 TL"ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, hükmedilen nafakayı ödemekte dahi zorlandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocuğu olan 19/05/1998 doğumlu B.. Y.. için bağlanan 100,00 TL iştirak nafakasının 100,00 TL artırılarak aylık toplam 200,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak çocuğa harcanmak üzere davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda;
Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK."nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 28.04.2004 tarihinde boşandığı, boşanma kararı ile birlikte 1998 doğumlu müşterek çocuk Beyza"nın velayetinin davacı anneye verildiği ve çocuk lehine aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, Beyza"nın Anadolu Öğretmen Lisesi 9. sınıf öğrencisi olduğu ve üniversite sınavına hazırlandığı, davacının esnaf odasında çalıştığı ve aylık gelirinin 1.000,00 TL olduğu, kira vermediği, davalının askeri personel olduğu, aylık 2.800,00 TL geliri bulunduğu, lojmanda oturduğu ve 285,00 TL kira ödediği, Beyza dışında 3 çocuğu daha bulunduğu anlaşılmaktadır.
Boşanma kararının kesinleştiği tarih (28.04.2004) ile artırım davasının açıldığı tarih (22.03.2013) arasında yaklaşık 9 yıla yakın bir süre geçtiği, bu süreçte müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artmış olduğunun açık olması karşısında, iştirak nafakasının TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerekmektedir.
Somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece, müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek hakkkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.