3. Hukuk Dairesi 2014/9754 E. , 2014/15208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 7. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2014/67-2014/244
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, davalı ile evli olduklarını ve müşterek bir tane çocuklarının bulunduğunu, 8 aydır ayrı yaşadıklarını, ablasının yanında müşterek çocuğu ile birlikte kaldığını, gelirinin olmadığını, davalının kendisine ve çocuğuna bakmadığını, davalının çiftçilik yaptığını ve gelirinin iyi olduğunu ileri sürerek, kendisi ve müşterek çocuğu için ayrı ayrı 250,00"şer TL olmak üzere toplam aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacıyı ailesinin yanına gönderdiğini, davacının geri dönmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren davacı kadın için aylık 200,00 TL, müşterek çocuk için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir.
4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine konunda öngörülen önlemleri alır.
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.
Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir.
Ayrıca, TMK.nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.
Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1).
Somut olayda, tarafların 03.02.2012 tarihinde evlendikleri, 06.02.2013 doğumlu E.N.. adında müşterek çocuklarının bulunduğu, davacının ev hanımı olduğu, davalının davacıyı istemediğini belirterek ailesinin evine gönderdiği, davacının kızı ile birlikte ablası ve eniştesinin evinde kaldığı, gelirinin bulunmadığı, davalının davacı ve müşterek çocuğun bakım ve iaşesini sağlamadığı, davacının davalıdan ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında mahkemece davalı hakkında sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmadan hüküm kurulmuş olduğundan, hükmedilen nafaka miktarının davalının geliri ile orantılı olup olmadığı denetlenememektedir.
Hal böyle olunca; davalının sosyal ve ekonomik durumu araştırıldıktan sonra, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının ihtiyaç durumu, müşterek çocuğun yaşı ve eğitim durumu, ihtiyaçları, nafakanın niteliği dikkate alınarak, TMK’nun 4.maddesi gereğince hakkaniyete uygun bir şekilde, davacı ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.