(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29134 E. , 2020/5337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde uluslararası tır şoförü olarak çalıştığını, 2011 yılı Kasım ayında çalışmaya başlayıp iş akdinin feshedildiği 31.03.2013 tarihine kadar devam ettiğini, haftanın 7 günü 24 saat çalıştığını, çalışma dönemi içinde 4 gün izin kullandığını, davacının resmî tatil günlerinde, dini ve milli bayramlarda sürekli olarak çalıştığını yıllık ücretli izin haklarının kullandırmadığını, hafta sonları çalışmasına ve fazla mesai yapmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, aylık karalaştırılan maaşının da hiçbir şekilde ödenmediğini, biriken maaş alacağını talep ettiği zaman, alacağının olmadığı söylenip işten çıkarıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta sonu ücreti, dini ve resmi tatil ücreti, yıllık ücretli izin alacağı ile ödenmeyen maaş alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın iş akdini kendisi sonlandırdığın, ücret konusunda iddia ettiği gibi bir anlaşma yapılmadığını, asgari ücret üzerinden ödeme yapılacağı konusunda anlaşıldığını ve aylık ücretinin davacı tarafa düzenli olarak ödendiğini, ayrıca yola çıkacağı zamanlarda kendisine yol harcırahının peşin olarak fazlasıyla ödendiğini, talebi üzerine davacının eşinin hesabına ödeme yapıldığını, davacının fazla mesai yapmadığını, milli, dini bayramlarda ve genel tatil günlerinde çalışmadığını beyanla reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davalı vekilli tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 4857 sayılı Kanun"un 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. Yine, işçinin mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi sebeplerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. nılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise iş akdini davacı tarafından feshedildiğini, maaş alamadığını söyleyen davacının iş akdinin işveren tarafından feshedildiği hususundaki iddialarının çelişkili olduğunu savunmuştur. Dosya kapsamında dinlenilen davacı tanığı ... “ davacıdan önce işten ayrıldığını, davacıdan duyduğu kadarı ile maaşını alamadığı için işten ayrıldığını” beyan etmiş, diğer davacı tanığı, feshe ilişkin görgüye dayalı bir bilgisinin bulunmadığını söylemiş, davalı tanığı ise, “davacının avans olarak aldığı borç paraların hesaplanıp davacıya bildirilmesi üzerine işe gelmediğini” ifade etmiştir. Mahkemece, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmış ise de, tanık beyanları da nazara alındığında, dosya kapsamına göre, iş akdinin davacı tarafından feshedilmiş olduğunun kabulü gerekmekledir. Bu durumda yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde, iş sözleşmesini fesheden taraf fesihte haklı dahi olsa ihbar tazminatına hak kazanamayacağından ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının ödenmemiş ücret alacağının bulunup bulunmadığı taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Davacı taraf ücret alacaklarının düzenli olarak ödenmediğini, davalı işveren tarafından çalışma süresi boyunca sadece 10.000 TL maaş ödemesi yapıldığını iddia etmiştir. Davalı işveren ise, davacıya maaş alacağına mahsuben elden ödemeler yapıldığı, ayrıca yapılan avans ödemelerinden dolayı davacının işyerine borçlu olduğunu, ayrıca maaşının bir kısmının da, davacının isteği üzerine eşinin adına olan banka hesabına ödendiğini belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ücret alacağı hesaplanırken, davacının beyan ettiği 10.000 TL nin mahsup edildiği belirtilmiş, davalının itirazı üzerine düzenlenen ek raporda ise daha önce mahsup yapıldığı gerekçesiyle banka kayıtlarının ayrıca incelenmesine gerek bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Ne var ki, varılan bu sonuç tarafların iddia ve savunmaları ile örtüşmediği gibi dosya kapsamına da uygun düşmemektedir. Davacının ikrar ettiği 10.000 TL tutarındaki maaş ödemesinin ne şekilde tahsil edildiği, banka aracılığı ile ödenip ödenmediği dosya kapsamına göre belirli değildir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, davacının çağrılarak konuya ilişkin beyanının alınması ve haricen aldığını beyan ettiği 10.000 TL’lik ödemenin ne surette tahsil edildiğinin; bu ödeme tutarının elden yapılan ödemeler içerisinde olup olmadığının, davacı adına eşinin hesabına yapılan bu tutara dahil olup olmadığının kendisine sorularak açıklattırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir. Anılan husus göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.