(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29137 E. , 2020/5339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, davalı şirkete ait işyerinde 11.06.2011 tarihinde çalışmaya başlayıp, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 02.07.2013 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, işyeri sahibi ve yöneticisi ... tarafından şahsına hakaret edilerek işten kovulduğunu, davacının fazla mesai yaparak çalıştığını, maaşı her ne kadar asgari ücret olarak banka hesabına ödenmiş ise de bir kısmının işten çıkarılma tehdidi ile zorla geri alındığını, asgari geçim indirimi ve diğer yasal hak ve alacaklarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin tamamının kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacağı, fazla mesai alacağı, asgari geçim indirimi alacağı, ve ödenmeyen maaş alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının doğru olmadığını, iş akdinin davacının kendisi tarafından davalı aleyhine kötü niyetli olarak feshedildiğini, davacının iş akdinin haksız fesih edildiğini iddia ettiği gün davalının sabah işyerine geldiğinde, davacının iş ve işyerine gelen müşterilerle ilgilenmediğini, işyerinde üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini gözlemlediğini, düzelmesini beklediğini ancak düzelme olmadığını anlayınca uyardığını, dava dışı işyeri çalışanlarından birinin sebepsiz olarak işyerini terk ettiğini, akabinde davacınında kendisinde işten ayrılmak istediğini söylediğini, davalı tarafından sebebi sorulunca da “iş arkadaşı işten ayrıldığı için birlikte hareket edeceklerini ve bu sebeple işten ayrıldığını "" beyan ederek işyerini terk ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacıya ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücret göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı Kanun’un 8.maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma şartlarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece re"sen araştırılmalıdır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde, işe girdiği ilk yıl 400,00 TL, ikinci yıl ise 600,00 TL maaş ile çalıştığını, banka hesabına yatırılan asgari ücretin bu miktardan fazla olan kısmının işten çıkarılma tehdidi ile geri alındığını beyan ederek maaş alacağının ödenmesini istemiştir. Mahkemece davacının maaş alacağının olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Ancak varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir. Davacı ve davalı ortak tanığı ..., “... ben 600,00 TL maaşla çalışıyordum,....maaşlarımızı bankadan alıyorduk, bankaya asgari ücret üzerinden yani 800,00 TL yatıyordu, ben 600,00 TL"ye anlaştığım için 200,00 TL"yi kasaya bırakıyordum, maaş iadesi diye kayıt altına alındığını tahmin ediyorum,...” şeklinde, davalı tanığı ... ise “....davacı asgari ücret üzerinden maaş alıyordu, maaşı bankaya yatıyordu, ayın beşinden beşine çalışanlar maaşlarını alır, ancak çalışanlar maaşın bir kısmını iade ederler, ayın yirmisinde prime göre tekrar kendilerine bir miktar para verilir,...” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu duruma göre gerek davacı tanıklarının gerekse de ortak tanık ... ile davalı tanığı ..."nun, ücretin bir kısmının iade edildiğine dair beyanlarının davacının iddiasını doğrular nitelikte olduğu göz önüne alınarak bilirkişi Erhan Sonat"ın 03.09.2015 tarihli raporunda ücret alacağına yönelik olarak yapılan hesaplamaya göre ücret alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.