Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/922
Karar No: 2019/3320
Karar Tarihi: 20.05.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/922 Esas 2019/3320 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/922 E.  ,  2019/3320 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davalı şirkete ait taşınmaz kaydına davacı lehine 30.07.2014 tarihinde, 10 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, bu taşınmazın davacı markası altında akaryakıt istasyonu olarak kullanılıp, işletilmesine yönelik olarak, diğer davalıların garanti ve taahhüt eden sıfatıyla yer aldıkları bayilik ve işletmecilik sözleşmesinin davalı şirket ile 27.01.2004 tarihinde imzalandığı, Rekabet Kurulu kararları gereğince sözleşmelerin ve intifa süresinin 5 yıl ile sınırlanması nedeniyle sözleşmelerle birlikte intifa hakkının 18.09.2010 tarihi itibariyle sona erdiğini, intifa hakkının öngörülen süreden önce sona ermesi nedeniyle, süre sonuna kadar devam edeceği inancı ile istasyon yapımı (inşa ve yatırım) için davalıya 30.09.2004 tarihli fatura gereğince 38.859,00 TL ile KDV"sinin ödendiğini, inşa ve yatırım bedellerinin sözleşmelerin uygulanamayacak dönemine ilişkin kısmına isabet eden 15.666,00 TL ve KDV"sinin 18.09.2010 tarihi itibarıyla güncellenmiş değerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacıya ödenmesi gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalarak 38.112,00 TL ve KDV"sinin 18.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 06.08.2010 tarihinde keşide edilen ihtarname ile feshedildiğini, davanın ise zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, sözleşmenin feshinden sonra 01.10.2010 tarihinde davacının istasyondaki tüm ekipmanı iade aldığını, davalı elinde kalanın bedelinin de ödendiğini, davacının istasyon yapımı için hiçbir bedel ödemediğini, yatırım yapmadığını, davalı şirket dışındaki davalıların sorumluluklarının dava konusu alacağın kapsamında bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki sözleşmenin 18.09.2010 tarihinde sona erdiği, davanın ise 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde 16.09.2011 tarihinde açıldığından davalıların zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı, 27.01.2004 tarihli bayilik ve işletmecilik sözleşmesinin 15. maddesinde, davalı şirket dışındaki davalıların kefaletlerinin sınırlarının belirlendiği, davacı talebinin bu kapsamda kalmadığından davalı şirket dışındaki davalılara husumet yöneltilemeyeceği, davalı yanın istasyondaki tüm ekipmanı davacıya iade ettiği, elinde kalan malzeme bedelini de ödediğini beyan ettiği, malzeme ile ilgili bir talepte bulunulmadığı, taraflar arasındaki 27.01.2004 imza tarihli, 10 yıl süreli sözleşmenin Rekabet Kurulu kararı gereğince 18.09.2010 tarihi itibarıyla sonlandırıldığı, davalının 30.09.2004 tarihli faturasına konu 38.112,00 TL"nin davacı tarafından davalıya ödendiği, ödenen bu yatırım bedelinden kalan sözleşme süresine isabet eden tutarı davalıdan isteyebileceği, bu tutarın ise bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi kalan 1227 günlük süre için 13.052,28 TL asıl alacak ile bu tutara 30.09.2004 tarihinden dava tarihine kadar işleyen 22.730,19 TL temerrüt faizinden ibaret olduğu gerekçeleriyle, davalı şirket dışında kalan davalılar yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın davalı şirket yönünden kısmen kabulüne, 35.782,47 TL"nin asıl alacak tutarı olan 13.052,28 TL"ye takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun"un 2/2. maddesi uyarınca %16 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanarak davalı şirketten tahsiline, davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davacı vekili ile davalılardan şirket vekilince temyiz edilmiştir.
    Hüküm, Dairemizin 29.01.2016 gün 2015/5936 E. ve 2016/1131 K. sayılı ilamıyla; Taraflar arasındaki bayilik ve işletmecilik sözleşmesi ile davacı lehine tesis edilen intifa hakkının belirlenen süreden önce sonlanıp, intifa hakkının terkin edildiği dosya içeriği ile sabit olup, davalıya 30.09.2004 tarihinde ödemiş olduğu yatırım bedelinin (taleple bağlı kalınarak) intifanın terkini tarihi itibarıyla geçersiz kalan süreye isabet eden miktarının denkleştirici adalet ilkesi ve hakkaniyet uyarınca belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, ödenen tutarın geçersiz kalan süreye oranlanması ile yetinilerek asıl alacağın belirlenip, temerrüt oluşmadan asıl alacağa faiz yürütülerek güncellenmiş değerin belirlenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamaya ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,kullanılmayan döneme ilişkin intifa hakkı bedeli olarak tespit edilen 13.052,28 TL nin altın, merkez bankası USD, EURO kurları, asgari ücret artışı oranı, tüketici ve üretici fiyat endeksi esas alınarak ortalaması olarak tespit edilen fesih tarihindeki güncellenmiş değerinin 21.836,62 TL olduğundan bu tutar üzerinden davanın davalı şirket yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar ..., ..., ... ve Orhan Tavlaş haklarında davanın husumet yönünden reddine ilişkin ...15. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 17/04/2014 gün 2013/224 E. 2014/97 K. sayılı hüküm, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince 29/01/2016 gün 2015/5936 E. 2016/1131 K. sayılı kararla davacının sair itirazları ret edildiğinden bu davalılar yönünden kesinleşmiş olmakla, bu davalılar ile ilgili aynı konuda tekrar karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan dava sonunda mahkemece verilen 17.04.2017 tarihli karar Dairemizin 29.01.2016 kararı ile bozulmuş mahkemece bozmaya uyulduktan sonra verilen temyize konu 11.10.2017 tarihli kararda davalılar ..., ..., ... ve Orhan Tavlaş haklarında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizce bu davalılar haklarında verilen karar onanmış olmadığından bunlar hakkında mahkemece yeniden kazanılmış haklara dikkat edilerek hüküm kurulması gerekir iken, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de, hüküm fıkrasının 1. maddesinde, yukarıda isimleri belirtilen şahıslar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde, hükmün 5. fıkrasında bu davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilerek hükmün kendi içinde çelişki oluşturulmuştur.
    2-)Mahkemece verilen 17.04.2014 tarihli kararda davacının yatırım bedelinden sözleşmenin uygulanmayan bölümü için davacı lehine 13.052,28 TL asıl alacak ve bu tutara yatırım bedelinin davalıya ödendiği tarihten dava tarihine kadar işleyen 22.730,19 TL temerrüt faizinin, toplam 35.782,47 TL olarak davalı şirketten tahsiline, asıl alacak olan 13.052,28 TL’ye dava tarihinden itibaren temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş, bu karara davacı ile davalı şirket tarafından temyiz itirazında bulunulması üzerine davalı şirketin temyiz itirazının reddi ile davacının temyiz itirazları kabul edilerek asıl alacağa güncellenmesi suretiyle davacının asıl alacağının bulunmasına ilişkin 19.01.2016 tarihli Dairemiz kararı verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra bozma kararı ışığında aldırılan bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten talep edebileceği güncelenmiş asıl alacağın 21.836,62TL olduğu saptanmıştır. Bu miktar davacı için kazanılmış hak oluşturan 35.782,47TL’nin altında kaldığı için davacının kazanılmış hakkı korunarak, davacının 35.782,47TL alacağının 21.836,62TL’sine dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması suretiyle davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekir iken davacının kazanılmış hakkına dikkate edilmeden yazılı şekilde eksik alacağa hükmedilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi