3. Hukuk Dairesi 2014/8448 E. , 2014/15293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2014
NUMARASI : 2014/2-2014/247
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2012 yılında boşandıklarını, davalı yararına aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, boşanmadan sonra davalının yetim aylığı almaya başladığını, böylece yoksulluğunun ortadan kalktığını ileri sürerek; yetim aylığının tahsis tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının iptaline, bu tarihten sonra davalının müvekkilinden tahsil ettiği nafakaların yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; yetim aylığı alıyor olmasının yoksulluğunu ortadan kaldırmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir.
Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4)
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m. 176/3)
Davacı taraf, yukarıdaki yasa hükümleri gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durulması gerekir.
Yoksulluğun hukuksal kavramı yasada tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği vurgulanmıştır.
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında da "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E.-1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339)
Yine; Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E.; 95 K. sayılı ilamında asgari ücretle çalışıyor olunması yoksulluğu ortadan kaldıracak bir neden olarak değerlendirilmemiştir.
Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Bu nedenle de bilimsel öğretide; "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklanır.
Buna göre yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; tarafların 1971 yılında evlenip, 17.12.2012 tarihli ilamla boşandıkları, boşanma ilamında davalı kadın lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiği, davalının 15.09.2013 tarihinden itibaren babasından dolayı 799,70 TL yetim aylığı almaya başladığı, eldeki davanın 02.01.2014 tarihinde açıldığı, yetim aylığı ile nafaka toplamının davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, davacının ise emekli olup, aylık 1.200,00 TL emekli maaşı aldığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; davalının yetim aylığı alıyor olması nafakanın tümden kaldırılmasına değil ancak azaltılmasına etki edecek bir durumdur. Kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olduğundan bu durum nafakanın indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Hal böyle olunca mahkemece;davalının aldığı yetim aylığının yoksulluğunu tümden ortadan kaldırmadığı nazara alınarak, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince hakkaniyet ölçüsünde nafakada uygun bir miktarda indirime karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen ilke ve esaslara aykırı olacak şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.