3. Hukuk Dairesi 2014/8411 E. , 2014/15295 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1979 yılında evlendiklerini, davalı kocanın, müvekkili ..."ye sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, davalıdan gördüğü şiddete dayanamayan müvekkilinin 2011 yılının Şubat ayında müşterek haneden ayrıldığını, ... 3. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/352 Esas sayılı dosyasıyla davalı koca hakkında ceza davası açıldığını, müvekkilinin bu süreçte 2,5 ay sığınma evinde kaldığını, davalının özür dilemesi üzerine müvekkilinin eve dönüp, davalı hakkındaki şikayetinden de vazgeçtiğini ancak davalının şiddet uygulamaya devam etmesi üzerine müvekkilinin 2013 yılının Ocak ayında evden ayrıldığını, müvekkilinin herhangi bir gelirinin olmadığını, davalının emekli olup, düzenli gelir sahibi olduğunu belirterek; aylık 400,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacının canı sıkıldığında evi terk eden, dengesiz, ne yaptığını bilmeyen, psikolojisi bozuk bir kişiliğe sahip olduğunu savunarak; talebin reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının ayrı yaşadığını ve ayrı yaşamakta da haklı olduğunu dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK"nın 197. maddesine göre ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davacı kadının, davalı kocasından ayrı yaşayıp yaşamadığı ve ayrı yaşıyor ise ayrı yaşamda haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine yasada öngörülen önlemleri alır. (TMK m.195)
Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. (TMK m. 197)
Eşler aynı evde birlikte yaşasalar bile diğer eşin evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmemesi halinde, TMK"nın 196/1.maddesi hükümleri gözetilerek inceleme ve araştırma yapılır ve gerekli görülür ise tedbir nafakasına hükmedilir.
Somut olayda; davalı kocanın, davacı karısına şiddet uyguladığı, onu evden kovduğu, ihtiyaçlarını karşılamadığı iddia edilerek tedbir nafakası talep edilmiştir. Davacı taraf, iddialarını ispat için dosyaya bazı mahkeme kararlarını sunmuş, tanık dinletmiştir.
Davacı tarafça ibraz edilen kararların dosyaları celbedilerek tetkik edilmiş; davacı kadının, davalı kocasının kendisine şiddet uyguladığından bahisle mahkemeden 6284 sayılı kanun uyarınca tedbir talep ettiği, mahkemece, kocanın, karısına şiddet uyguladığından bahisle hakkında kamu davası açıldığı gerekçesiyle, şiddet uygulayan ..."ın şiddet mağduru ..."a yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, ..."ın, mağdur ..."ın bulunduğu konuta yaklaşmamasına, mağdur için 250,00 TL tedbir nafakasına, tedbirin 3 ay boyunca uygulanmasına 23.01.2013 tarihli ilamla karar verdiği, eldeki nafaka davasının ise 21.08.2013 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Her ne kadar; mahkemece, davacının iddialarını tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; şiddet olgusunun ispatı için dosyaya kararları sunulan dava dosyaları gerekçeli kararda tartışılmamış, hukuki dinlenilme hakkına aykırı hareket edilmiştir.
HMK"nın 27/1 maddesinde; davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Hukuki dinlenilme hakkının, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması hakkı, açıklama ve ispat hakkı, mahkemenin tarafların iddia ve savunmalarını dikkate alarak gerekçeli karara bağlama zorunluluğu olmak üzere 3 unsuru bulunmaktadır. Yargılama sırasında taraflara iddia ve savunma olanağı verilip, verilmediği ve mahkemenin bunları hukuka uygun şekilde doğru değerlendirip, değerlendirmediği gerekçe sayesinde anlaşılabilir.
Temyize konu hükümde, davacının tanık beyanları dışındaki delilleri gerekçeli kararda tartışılmamış olup, mahkemenin bu delilleri hukuka uygun şekilde doğru değerlendirip değerlendirmediği gerekçeden anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacı tarafça dosyaya sunulan tüm deliller gerekçeli kararda tartışılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.