Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/9787
Karar No: 2014/15430
Karar Tarihi: 20.11.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/9787 Esas 2014/15430 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/9787 E.  ,  2014/15430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/01/2014
    NUMARASI : 2012/941-2014/59

    Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması ile karşı davada ise, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının; yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilinin, astım hastası olduğu için çalışamadığını, hastanede tedavi gördüğünü, müvekkilinin vesayet altına alındığını; bu nedenle, davanın kabulü ile hükmedilen nafakaların kaldırılmasını, karşı davanın da reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı- karşı davacı vekili; davacının, daha önce müşterek çocuğun velayeti yönünde dava açtığını, söz konusu davada davacının ruh sağlığının bozuk olduğu ve ayrıca bir çok yere borcu olması sebebiyle sigortasız çalıştığının belirlendiği, bu nedenle, davasının reddedildiğini; davacının kayıt dışı çalıştığını, nafakaları ödemediğinde icra ceza mahkemesine dava açılması durumunda topluca nafaka borcunu ödediğini, davacının davasının reddi ile hükmedilen nafakanın yeterli olmaması sebebiyle yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar için belirlenen iştirak nafakasının da ayrı ayrı 500,00"er TL"ye yükseltilmesini, hükmedilecek nafakaların TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; nafaka yükümlüsü davacı-karşı davalının hastalığı nedeniyle kısıtlanması, çalışamayacağından nafaka ödeme imkanı kalmaması ve geçimini temin edecek mal varlığının bulunmaması nedeniyle, iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve buna bağlı olarak davalı-karşı davacının iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması; karşı dava ise, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir.
    1-Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönüne alındığında yoksulluk nafakasına yönelik verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı- karşı davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine ilişkin verilen hükmün ONANMASINA,
    2- İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
    Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
    Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların, 2007 yılında boşandıkları, ortak çocukların velayetinin davalı- karşı davacıya verildiği; yargılama sırasında davacı- karşı davalının Türk Medeni Kanunun 405 ve 408.maddeleri uyarınca kısıtlanmasına ve vesayet altına alınmasına karar verildiği, davacı- karşı davalının rahatsızlığının tam tedavisinin bulunmadığına ve mevcut hali ile çalışamayacağının heyet raporu ile tespit edildiği; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin kolluktan temin edilen araştırma raporlarına göre, davalı- karşı davacının asgari ücretle temizlik işçisi olarak çalıştığı, çocukları ile birlikte kaldığı, üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz mal varlığının bulunmadığı; yine davacı- karşı davalının çalışmadığı, üzerine kayıtlı taşınır veya taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, ortak çocuklardan Mert"in 2002 yılı, Arda"nın 2006 yılı doğumlu oldukları anlaşılmıştır.
    Somut olayda; mahkemece, davacı-karşı davalının kısıtlandığı ve heyet raporuna göre çalışmasının mümkün olmadığı, nafaka miktarını ödeme imkanı bulunmadığı ve mal varlığının bulunmadığı tespit edilmiş ise de; Kayseri Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.09.2013 tarih ve 2013/1275 E.-1271 K. sayılı kararı ile kısıtlının mal varlığı hakkında vasiye kesin hesap sunması yönündeki yükümlülük yüklenmiş olması, Kayseri 2.Aile Mahkemesinin 10.05.2012 tarih ve 2010/1110 E.-2012/422 K. sayılı kararında değinilen Kayseri 2.İcra Müdürlüğünün 2010/5199 esas sayılı nafaka alacağına ilişkin takip dosyasında davalı- karşı davacının ödeme yapıldığı yönündeki iddia ve savunması karşısında; kısıtlı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapılmaksızın, mal varlığının bulunmadığı yönündeki yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    O halde, mahkemece yapılacak iş; söz konusu nafakaya ilişkin takip dosyasının getirtilerek, ödemeler varsa bu ödemelerin incelenmesi, kısıtlının üzerine kayıtlı gelir getiren taşınır veya taşınmaz mal varlığı ile mevduat hesabının bulunup bulunmadığının ilgili kurum veya kuruluşlardan sorularak, kısıtlı nafaka yükümlüsü davacı-karşı davalı hakkında yeniden sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılması; bundan sonra, iştirak nafakası hakkında, oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi