20. Hukuk Dairesi 2016/6606 E. , 2016/8013 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada İzmir 5. Tüketici ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan hizmetin ayıplı olması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İzmir 5. Tüketici Mahkemesi davacının amacının parasını değerlendirme ve yatırım yapma olduğu, kanunda tanımlandığı şekilde tüketici kabul edilemeyeceği, işlemin ticari işlem sayılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi ise davacının tacir vasfında olmadığı ve işlemin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. fıkrasında ticari davaların tanımı yapılarak "Her iki tarafında ticari işletmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğu" düzenlenmiş, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında "bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan kaynaklanan davalar" da sayılmıştır. Kanunun 5. maddesinde ise ticari davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğu düzenlenmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler "tüketici"; 3/1-(l) maddesinde ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemler "tüketici işlemi" kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı biçimde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. fıkrasında da "Tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda" tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. fıkrasında da; "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkiline piyasada uygulanan faiz oranlarının üzerinde faiz verileceğinin belirtilmesine rağmen yapılan araştırmada çoğu zaman kendisine bildirilen tutarların %2-3 puan altında paraların değerlendirildiğinin saptandığını, banka uygulamasının aksine salt şube karlılığı düşünülerek paranın vade dönüşlerinde tekrar mevduat faizi ile bağlanmadığını, açıkta bırakıldığını, 15-30 gün kadar sona yeniden bir vade yapıldığını gördüğünü, davalı banka çalışanlarının taahhütlerine uymamaları ve parayı kendi menfaatlerine göre değerlendirmeleri nedeniyle müvekkilin 30.000,00.-TL - 40.000,00.-TL gibi bir faiz kaybı olduğunu belirterek zararının giderilmesini talep etmiştir. Bu açıklamalar sonucunda, taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemidir ve davacı ticari ve mesleki amaçla hareket etmediğinden tüketici konumundadır. Dava tarihi itibarıyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri gereğince bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alınarak uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 5. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.