3. Hukuk Dairesi 2014/9859 E. , 2014/15527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 11. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2014
NUMARASI : 2012/1600-2014/100
Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması veya kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı-k.davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesi ile -özetle-; tarafların Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2007/1093 Esas, 2008/344 K.sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile müvekkili için 150,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ağırlaşan geçim şartları, müşterek çocuğun eğitim ve diğer masrafları ile müvekkilinin giderleri dikkate alındığında bağlanan nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, müvekkili ve müşterek çocuk için belirlenen nafakaların aylık 500,00"er TL"ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; müşterek çocuğa boşanma davasından sonra her türlü bakım, eğitim, sağlık vb.giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, müşterek çocuğun annesi ile görüşmek dahi istemediğini, buna rağmen davacının iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin davasının kötü niyetli olarak açıldığını, davacı için açılan yoksulluk nafakasının açılmasına ilişkin davanın da yerinde olmadığını, davacının özel bir şirkette sigortalı olarak çalıştığını, yoksulluk nafakası şartlarının mevcut olmadığını, müvekkilinin kendi geçimini dahi zor karşıladığını, birikmiş nafaka borcunu dahi ödeyemediğini belirterek, haksız ve kötü niyetli olarak açılan yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile müşterek çocuk B.. için bağlanan iştirak nafakasının boşanma tarihinden itibaren geriye dönük olarak ve davacı için bağlanan yoksulluk nafakasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; 1) Davacı-karşı davalı ile ilgili davanın takip edilmemesi nedeniyle HMK. 150.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına.
2) Davalı-karşı davacının davasının kabulü ile;
a) Davacı-karşı davalı G.. K.."la (B..."la) ilgili olarak Ankara 4. Aile Mahkemesinin 25/03/2008 gün ve 2007/1093 E.- 2008/344 K.sayılı kararı ile belirlenen aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 09/05/2013 tarihi itibariyle kaldırılmasına,
b) Tarafların müşterek çocuğu 1997 doğumlu B.. B.."la ilgili olarak Ankara 4.Aile Mahkemesinin 25/03/2008 gün ve 2007/1093 E.-2008/344 K.sayılı kararı ile belirlenen aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi olan 09/05/2013 tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK"nın 175.maddesine göre; ""Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.""
Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında; "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir (HGK.nun 07.10.1998 gün ve 1998/2-656 E. Ve 1998/668 K,26.12.2001 gün ve 2001/2-1158 E ve 2001/1185 K.sayılı kararı gibi); Yine HGK.nun 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E.95 K.sayılı kararında da; asgari ücretle çalışılmakta bulunulması yoksulluğu ortadan kaldıran bir durum olarak kabul edilmemiş, bu durum ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Yine TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".
Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1) hükmü mevcuttur.
Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iştirak nafakası, velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafından, bu hak kendisine verilen tarafa, çocuğun ihtiyaçları için kullanılmak üzere verilen bir nafakadır.
Somut olayda; tarafların Ankara 4. Aile Mahkemesi"nin 25/03/2008 gün ve 2007/1093 E.-2008/344 K.sayılı kararı ile boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, davacı-karşı davalı ve müşterek çocuk lehine aylık 150,00 TL nafakaya hükmedildiği; müşterek çocuğun 9.sınıf öğrencisi olduğu ve Alaca Lisesinde okuduğu, dedesi ve babaannesinin yanında kaldığı ve her türlü giderinin dedesi tarafından karşılandığı; davacının-karşı davalının temizlik şirketinde asgari ücretle çalıştığı, kirada oturduğu malvarlığının olmadığı; davalı-karşı davacının yaklaşık 5-6 yıldır yurtdışında çalıştığı, anlaşılmaktadır.
Bu durumda, müşterek çocuğun velayet hakkı davacı-karşı davalı anneye verilmiş olduğundan velayetin değiştirilmesi durumu da söz konusu olmadığından iştirak nafakasında hak sahibi olan davalı annedir. Yine davacının-karşı davalının asgari ücretin üzerinde kendisini yoksulluktan kurtaracak derecede bir gelir elde ettiği de tespit edilememiştir.
Mahkemece; yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, davalı-karşı davacının davasının tamamen reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değendirme sonucu kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.