3. Hukuk Dairesi 2014/6324 E. , 2014/15531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAPANCA ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2013/204-2013/417
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde; vefat eden eniştesine ait meskende uzun yıllardır oturduğunu, evine gelen elektriğin 2012 Nisan ayında elektrik direği ile evi arasındaki yaklaşık 70 metre kablonun tamamı yanmak suretiyle kesildiğini, bu olay neticesinde elektrik saatinin de patladığını ve saatini değiştirdiğini, davalının yaklaşık 1 sene sisteme kayıtlı olmadığı iddiasıyla kabloların durumuyla ilgilenmediğini, başvurularına rağmen saati okuyarak tarafına fatura göndermediğini, 11 ayın sonunda 3.908,20 TL fatura gönderdiğini, sayaç üzerinde yapılan kontrollerde elektrik saatinde bir sorun olmadığı, elektrik tesisatı yanmadan evvel her ay yaklaşık 100,00 TL gelen fatura bedelinin tesisatın yanmasından sonra aylık 400,00 TL civarı gelmeye başladığını, elektriğin kesilmemesi ve mağduriyet yaşamamak için fatura bedelini taksitlendirmek zorunda kaldığını belirterek, faturalandırılan 3.908,20TL"nin kullanmadığı kısmının tespiti ile fazla ödediği bedelin iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen belgelerden de açıkça görüleceği üzere dava konusu aboneliğin ve sayacın davacı adına kayıtlı bulunmadığını, dolayısıyla davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, dava dışı Ö.. I.. adına kayıtlı olan sayaç üzerindeki faturalandırılma işlemi ve önceki sayaç değiştirme işlemlerinin tamamının yönetmeliğe uygun şekilde gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının da kabulünde olduğu üzere davaya konu abonelik ve sayaç davacı adına kayıtlı değildir. Her ne kadar sayacın bağlı olduğu adreste davacı oturuyor ve ödemeleri replik dilekçesine ekli belgelerden anlaşılacağı üzere kendisi ödüyor ise de dava konusu sayaç ve abonelik dava dışı Ö.. I.. adına kayıtlı olduğundan HMK"nun 114/d maddesi uyarınca davacının bu davada taraf ehliyeti bulunmayıp davanın dava şartı yokluğu nedeniyle aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, elektrik abonesi olmayan fiili kullanıcının davada taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacının, aboneliği uzun yıllar önce vefat eden eniştesi adına kayıtlı olan meskende ikamet ederek elektrik kullanmaya devam etttiği, tüketilen enerji bedelleri sebebiyle tahakkuk eden faturaların tarafınca ödendiği, son olarak davalı kurum tarafından tahakkuk edilen davaya konu faturanın ise taksitlendirilmek suretiyle davacı tarafından ödenmeye başlandığı; elektrik sayacının değiştirilmesinden sonra 11 ayın sonunda tahakkuk edilen 3.908,20 TL"lik faturanın yüksek olduğundan bahisle eldeki davanın açıldığı; mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının abone olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunmayıp, davacı fiili kullanıcı durumundadır. davanın konusu, otomatik dönem tahakkukudur. Davalı kurum tarafından, dava konusu edilen elektrik tüketim bedelinin davacı tarafından taksitlendirilmek suretiyle ödenmesine ve iş bu davadan evvel tahakkuk eden faturaların da davacı tarafından ödenmesine muvafakat edilmesi taraflar arasında sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulduğunun göstergesidir. Nitekim davaya da Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmıştır.
O halde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.