19. Hukuk Dairesi 2014/6831 E. , 2014/9107 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten 25/10/1999 tarihli protokol ile ... marka yükleyiciyi 67.850-USD bedelle satın aldığını, davalının satışa ilişkin olarak müvekkili adına 18/11/1999 tarihli satış faturasını düzenlediğini, müvekkilinin bu iş aracını başka kişilere satmak istediğinde kimsenin almak istemediğini, bunun gerekçesi olarak da sözkonusu iş aracıyla aynı seri numaralı, aynı model bir başka aracın daha mevcut olduğunu ve bu aracın ... Ticaret Odası"nda tescilli bulunduğunu, 17/01/2009 tarihinde de ... 14. Noterliği"nde noter satış sözleşmesiyle davadışı ... Şirketi"ne satıldığını öğrendiğini, bu nedenle müvekkiline satılan aracın tescilinin yapılmasının mümkün olmadığının ortaya çıktığını, müvekkilinin davalıdan ödemiş olduğu tutarın iadesini istediğini, davalının zararı karşılamadığını beyanla, 67.850-USD" nin dava tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, zira aracın satımının 25/10/1999 tarihli olup, aradan 14 yıllık bir sürenin geçtiğini, BK"nun 250. ve TTK"nun 25/4. maddeleri gereğince gerekli yasal sürelerin geçtiğini, yine BK"nun 125. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin de geçtiğini, davacının asıl husumet yöneltmesi gereken kişinin de bu iş makinelerini üreten ... İnş. AŞ. olduğunu, protokolün yapıldığı tarihte davaya konu iş makinesinin tescili ve ruhsatlandırılmasında herhangi bir engel bulunmadığını, aynı seri numaralı ve modelde başka bir tescilli aracın olmasının hukuki işlemin geçerliliğine etkisinin bulunmadığını, aracın plakasının 14 yıldır davacı tarafça kullanıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davaya konu olan aracın başka bir araçla aynı şasi numarası ile başka kişiler adına kayıtlı olduğu, dolayısıyla aracın hukuki ayıplı olduğunun kuşkusuz olduğu, davaya konu iş aracının satışının noter yolu ile yapılmasının geçerlilik koşulu olduğu, resmi satış dışındaki geçersiz satışlarda tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince iade alması gerektiği, davacının 25.10.1999 tarihinden itibaren araçta fiili hakimiyet sahibi olduğu, 21.12.2012 tarihli ihtara kadar araçtaki ayıbı ileri sürmediği, davacının ayıbı bilmese dahi sözleşmenin geçersiz olduğunu bildiği, aradan geçen süreye rağmen aracın tesciline dair talepte bulunmadığı, ayıbı hile sonucunda sonradan öğrendiğini ileri sürmüşse de, hileye dair bir bilgi ve belge sunulmadığı, davacının hukuki ayıptan dolayı açabileceği dava için yasada öngörülen ayıp ihbar ve dava açma sürelerinin geçirildiği, yine geçersiz olan satış sonucunda davalı tarafın almış olduğu satım bedelini iade yükümünün de 818 sayılı BK 125 ve 6098 sayılı TBK"nun 146. maddesi hükmü gereğince 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiği, davalının usule uygun olarak zamanaşımı def" ini ileri sürdüğü, davacının hile iddiasını ve bunu yeni öğrendiğini ispatlayamadığı belirtilerek, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.