Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1245
Karar No: 2019/1247
Karar Tarihi: 21.02.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1245 Esas 2019/1247 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/1245 E.  ,  2019/1247 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R
    A)Davacı İstemi:
    Dava, davacının 01.02.2004-10.10.2014 tarihleri arasında davalı işverene ait konutta ev hizmetlerinde ve çocuk bakıcısı olarak kesintisiz olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının çalıştığının iddia ettiği sürenin hak düşürücü süreye uğradığı, sürekli çalıştığı ve çocuğa baktığı iddialarının gerçeği yansıtmadığı, çağrı üzerine bazen 15 günde bir bazen haftada bir temizliğe geldiğini, çocuğun küçükken zaten bakıcısı olduğu sonrasında tam zamanlı okula gittiği izahla açılan davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.Fer"i müdahil SGK vekili, derdestlik, yetki, görev, husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunmuş, yöntemince araştırılma yapılması gerektiğini belirtmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince ; “....tanık beyanlarından davalının çocuğuna farklı bir kişi tarafından bakıldığı anlaşılmış,yine tanık beyanlarına göre davacının ayda iki kez ev hizmetlerinde kesintisiz çalıştığı kanaatine varılmış ,davacının evde yaralandıktan sonra çalışmadığı anlaşılmakla hastane kayıtları esas alınarak 01/02/2004 -18/01/2014 tarihleri arasında ayda 2 gün asgari ücretle hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıda belirtilen şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. ” gerekçesiyle ““Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacı ..."ün davalı ..."a ait evde 01/02/2004 -18/01/2014 tarihleri arasında ayda 2 gün asgari ücretle hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    SGK vekili istinaf dilekçesinde, ücretin ne şekilde ödendiğinin ortaya konulmadığını, bordro incelemesi yapılmadığını, yazılı belgeyle kanıtlamak asıl olmakla salt tanık beyanlarına göre karar verilemeyeceğini ileri sürmektedir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince ""Bu çerçevede somut olayda, dosya kapsamından, özellikle dinlenen kamu tanığının beyanı ile davalının çocuğuna baktığını ifade eden tanığın beyanı karşısında davacının davalının çocuğuna bakmadığı, yine evdeki çalışmanın niteliğine dair bir görgüleri olamayacak olan davacı tanıkları dışındaki tüm tanıkların beyanlarından, davacının davalı yanında onbeş günde bir ev hizmetlerinde, evde geçirdiği kazaya dek çalıştığı, böylece ayda 2 gün emeğini ve zamanını davalı işverenin emrine hasrettiği, aradaki çalışma ilişkisinin hizmet akidine dayalı olduğu ve çalışma döneminin 01.4.2015 öncesine ait bulunduğu gözetildiğinde, davanın kısmen kabulüne dair mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından” gerekçesiyle
    “ Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili ; “eksik inceleme sonucu yazılı delil olmadan verilen karar yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağı Mülga 506 sayılı Kanunun 3.maddesinin D bendi ile 5510 sayılı Kanunun 6.maddesinin c bendi, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren aynı yasanın Geçici 7. maddesi 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.maddesidir.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 2. maddesinde genel bir tanım yapılarak, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre "sigortalı" sayılacağı belirtildikten sonra, 3. maddesinde kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları ve hangi kişiler hakkında da bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı açıklanmıştır. Buna göre sigortalı sayılmanın koşulları; hizmet akdine göre çalışma, sözleşmede öngörülen edimin (hizmetin) işverene ait işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde görülmesi, 3. maddede belirtilen "sigortalı sayılmayan" kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir.
    506 sayılı Kanunun 3. maddesi sigortalı sayılmayanları; diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır.
    Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca:
    “Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar:
    D) (Değişik: 11/8/1977 - 2100/1 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…”
    Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi uyarınca;
    “…Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;
    …c) (Değişik: 17/4/2008-5754/4 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)…4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”.
    Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun kapsamı dışında bırakılmış iken, 24/08/1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24/11/1977 tarihinde yürürlüğe giren 11/08/1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun"un 6. maddesi ile de aynı yöndeki uygulamaya devam edilmiştir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Kanuna 6552 sayılı Kanunun 55.maddesiyle eklenen ve 01/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren ek 9.madde hükmüne göre "Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olan sigortalılar ile konut kapıcılığı işyerlerinde çalıştırılan sigortalılar hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin hükümler uygulanır."
    05/02/2014 tarih 2013/10-2280Esas, 2014/65Karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı"nda sürekli çalışma kavramı “uygulamada haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve çalışma bir süre devam etmişse, bu bu çalışma sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır.” Yargıtay"ın yerleşmiş içtihadlarıda aynı yöndedir.Yukarıda açıklanan bilgilere göre, 01/04/2015 tarihine kadar haftanın yarısından fazlası ev hizmetinde çalışan kişi sürekli çalışan kabul edilmelidir. 01/04/2015 tarihinden sonra ise ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 gün ve daha fazla olanlar sigortalı sayılır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davanın 14/01/2015 tarihinde açıldığı, işe giriş bildirgesinin verilmediği, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, tanıkların genel olarak ayda iki kez ev temizliği için geldiğini, beyan ettiği,ayrıca çocukların bakıcısının bulunduğu anlaşılmıştır
    Somut olayda; davacının davalıya ait ev işlerinde ayın iki günü çalıştığı anlaşıldığından yukarıdaki açıklamalar ışığı altında sigortalı olamayacağı gözardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, Bölge Adliye Mahkemesince davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi