8. Hukuk Dairesi 2014/193 E. , 2014/6611 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2012/84-2013/180
M.. A.. ile O.. A... ve müşterekleri ile dahili davalılar O.. A.. ve H.. A.. aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Taşköprü Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.09.2013 gün ve 84/180 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan A.. K.. ve müşterekleri ile davalılardan Hayriye Alay, A.. Ç.. ve dahili davalı O.. A.. vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı M.. A.. vekili, ve parsellerin paylı mülkiyete tabi olup davacının paydaş olduğunu, her iki taşınmaz üzerinde kurulu bulunan eski akaryakıt istasyonunun Taşköprü 1. İcra Müdürlüğü"nün 1999/250 Esas sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda davacı tarafından satın alındığını, satış tarihinde mevcut bulunan eski istasyonun davacı tarafından yenilenerek modern bir görünüme kavuşturulduğunu, bu itibarla dava dilekçesinde belirtilen ve davacı tarafından gerçekleştirilen imalatlar sonucunda, taşınmazlar üzerinde meydana gelmiş bulunan akaryakıt istasyonu ve eklentileri niteliğindeki muhdesatın davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Cevap veren gerçek şahıs davalılar vekilleri benzer beyanlarında, dava konusu akaryakıt istasyonunun dava dışı Alay Kollektif Şirketi tarafından 1977 yılında faaliyete geçirildiğini, A.. Kollektif Şirketi"nin dağılmasından sonra O.. A.., A.. A.. ve davacının babası Ş.. A.."ın sermaye koyarak istasyonu yeniden faaliyete geçirdiğini, davacının babasının payının % 40 olup, ortaklar arasındaki akrabalık ve diğer ortakların yasal sıkıntıları nedeniyle resmi işlemlerin davacı üzerinden gerçekleştiğini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı OMV vekili, Petrol Ofisi A.Ş olarak bayileri ile yapmış oldukları sözleşme gereği bir takım cihazların kullanım amacıyla bayilere devredildiğini, sözleşme sonunda bu cihazların şirkete iadesi gerektiğini, şahıslar arasındaki uyuşmazlıkta OMV"ye husumet yöneltilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, akaryakıt istasyonunun icra vasıtası ile davacıya satımından sonra akaryakıt istasyonunun davacı tarafından yenilendiği ve İdare binası dışındaki, bütün imalatlar davacı tarafından meydan getirildiğinden idare binası ( ofis) ve OMV ile yapılan sözleşme gereği akaryakıt istasyonuna kullanım amacıyla verilen eşyalar yönünden
feragat nedeniyle davanın reddine, bu iki kalem dışında bulunan ve 08.04.2013 tarihli inşaatçı bilirkişi ile 02.04.2013 tarihli elektirkçi bilirkişi raporunda belirtilen envanter ve elektrik tesisinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davalılar O.. A.., H.. A.. ve A.. Ç.. vekili ile A.. K.., H.. K.., E.. Ç.., H.. K.., H.. A.. ve İ.. A.. tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu ve parsel sayılı taşınmazlar tarla niteliği ile Davacı M.. A.. ile davalılar adına kayıtlıdır. Dosya kapsamı ve taraf beyanlarından dava konusu taşınmazlar üzerinde akaryakıt istasyonu bulunduğu saptanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684. maddesi hükmünde, bir şeye malik olan kimsenin o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, 718. maddesi hükmünde de, arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını da kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır. Genel kuralı oluşturan bu hükümler dikkate alındığında taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların mülkiyetinin kural olarak arzın mukadderatına tabi olacağı, muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceği, aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça da muhdesatların mülkiyetinin taşınmazın malik veya maliklerinden başka birisine veya maliklerden bir veya birkaçına ait olduğunun tespitinin dava edilemeyeceği, mahkemelerce de bu sonucu doğuracak şekilde hüküm verilemeyeceği kuşkusuzdur. Kural bu olmakla birlikte ana taşınmazın değerinde artışa neden olan bina, ağaç vesaire gibi bütünleyici parça niteliğinde muhdesat bulunan taşınmazların ortaklığının satış yolu ile giderilmesinin istenilmesi halinde, muhdesatların kime ait olduğu hususunda tapu kaydında şerh bulunmaması veya tüm paydaşların bu konuda ittifak etmemesi nedeniyle tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda, dosya da bulunan faturalar, tanık beyanları ve Taşköprü İcra Müdürlüğü"nün 1999/ 250 Esas sayılı dosyasından Akaryakıt istayonu"nun icra vasıtası ile davacı tarafından satın alınmasından sonra üzerindeki bütün imalat ve tadilatların davacı tarafından yapıldığının kabulü doğrudur. Ancak mahkemece, inşaatçı bilirkişi raporu ile elektirkçi bilirkişi raporuna atıf yapılarak davacıya ait olduğu tespit edilen bir kısım eşyanın bütünleyici parça niteliğinde bulunmadığı menkul eşya niteliğindeki bu eşyaların her zaman için maliki tarafından alınıp götürülebileceğinin göz önünde bulundurulmamış olması doğru görülmemiştir.
Öte yandan iki ayrı taşınmazın üzerinde bulunan bütünleyici parçaların ayrı ayrı gösterilerek her iki taşınmaz malikleri arasında farklı kişiler bulunduğu da dikkate alınarak vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan karar verilmesi de doğru değildir.
Kabule göre de, gerekçeli hükümde HMK"nun 297/son maddesi uyarınca taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken bilirkişi raporlarına atıf yapılarak hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Davalılar O.. A.., H.. A.. ve A.. Ç.. vekili ile A.. K.., H.. K.., E.. Ç.., H.. K.., H.. A.. ve İ.. A.."ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. Maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 6.187,70 TL peşin harcın istek halinde davalılardan A.. K.. ve müşterekleri ile davalılardan H.. N.., A.. Ç.. ve dahili davalı O.. A.."a ayrı ayrı iadesine 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.