8. Hukuk Dairesi 2014/6359 E. , 2014/6614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2011/798-2011/1900
O.. B.. ile E.. K.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Ankara 6. Aile Mahkemesi"nden verilen 29.12.2011 gün ve 798/1900 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı O.. B.. vekili dava dilekçesinde, 1998 yılında evlenen tarafların 2009 yılında boşandığını, evlilik birliği içinde 08.12.2005 tarihinde edinilerek davalı adına tescil edilen 116 ada parsel sayılı arsanın boşanma dava tarihinden sonra muvazaalı olarak T.. B.. adlı şahsa devredildiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL katılma alacağının tasfiye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kesin hüküm bulunduğunu, davanın süresi içinde açılmadığını ve taşınmazın davalının babası tarafından davalıya bedelsiz olarak devredildiğini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, boşanmanın kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında TMK"nun 178. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 09.10.1998 tarihinde evlenmiş, 06.07.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.03.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu arsa nitelikli 116 ada 4 parsel sayılı taşınmaz 08.12.2005 tarihinde ferdileşme sonucu davalı adına tescil edilmişken 11.12.2007 tarihinde üçüncü kişi adına satış yoluyla tescil edilmiştir.
TMK"nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar aralarında başka bir mal rejimi seçildiğini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK"nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dosya kapsamı, dava dilekçesindeki açıklamalar ve 116 ada parsel sayılı taşınmazın 08.12.2005 tarihinde edinilmiş olmasına göre dava TMK"nun 202 ve devamı maddelerine dayanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından TMK"nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK"nun 146.maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüş, bu görüş Daire tarafından da benimsenmiştir. Bu durumda edinilmiş mallara katılma alacağı davalarında da TMK"nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK"nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekecektir (mülga BK.m.125.).Ancak 10 yıllık zamanaşımının başlaması konusunda duraksama söz konusudur. Ağırlıklı görüş eşler arasında mal rejiminin sona erdiği tarih olan boşanma davasının açıldığı tarih başlangıç süresi olarak kabul edilmektedir. Ne var ki 6098 sayılı TBK"nun 153/1-2.bendine göre “Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zaman aşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur.” Kanunun bu açık hükmü gözetildiğinde başlangıç tarihi olan boşanma davasının açıldığı tarihte mal rejimi eşler arasında sona ermiş olsa bile zamanaşımı işlemeyeceğinden (duracağından) ve boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar da bu durma devam edeceğinden ancak boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren TBK"nun 146. maddesinde öngörülen zamanaşımı işlemeye başlayacaktır. Yani zamanaşımının başlangıç tarihinin saptanan bu olgu karşısında boşanma kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmesi gerekir. Bu halde taraflar arasındaki boşanmaya ilişkin Ankara 10.Aile Mahkemesi"nin 2006/ 689 Esas,2007/ 603 Karar sayılı ilamının 25.03.2009 tarihinde kesinleştiği dikkate alınarak tarafların bildirdikleri deliller toplanıp sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.