3. Hukuk Dairesi 2014/14753 E. , 2014/15658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2009/96-2013/24
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesi ile; davalı .. Varlık Yönetim AŞ"ye müvekkili davacının kardeşinin borcu nedeniyle, taşınmazdaki hissesi üzerine haciz konulduğunu; haczin kaldırılması için davacı tarafından(dekontta açıklama yapılarak) 03.07.2007 tarihinde 17.000 TL gönderildiğini; ancak, davalı tarafın haczi kaldırmadığını; davalı edimini yerine getirmediğinden, davacı tarafından gönderilen parayı iade etmesi gerektiğini ileri sürerek; alacaklarının tahisili için yaptıkları icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirtip itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın hukuksal dayanağının bulunmadığını, temlik almadıkları alacaklarla ilgili haciz fekki yapamayacaklarını; davacı yanın ödediği parayla ilgili taşınmaz üzerinde halen haciz işleminin devam ettiğini, dolayısıyla hacizlerin müvekkili şirkete TMSF tarafından temlik edilmemiş olduğundan, müvekkili şirketin bir sorumluluğunun da bulunmadığını savunup; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile, itirazın iptaline, toplam 17382 TL üzerinden takibin devamına%40 oranında (6.953 TL) icra inkar tazminatına karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında ve haczin kaldırılması şartı ile davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin bulunmaktadır.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 77. ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir.
Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, yani tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez.
Somut olayda; davalı(alacaklı) taraf, takip borçlusu adına davacı tarafından gönderilen parayı almıştır. Ne var ki, davalı aldığı bu para nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş değildir. Davalı alacağını tahsil etmiştir. Olay nedeniyle zenginleşen ise, borcu sonlandırılan takip borçlusudur. Mahkemece, bu husus gözetilerek, davalı aleyhinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.