
Esas No: 2017/28889
Karar No: 2020/5404
Karar Tarihi: 02.06.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28889 Esas 2020/5404 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davacının esasen davalı ... işçisi olmasına rağmen, muvazaalı hizmet alım sözleşmeleri gereğince ... işveren ... ... Ltd. Şti.’nin işçisi gibi gösterildiğini, davacının 2009 yılına kadar belde belediyesi olan ... Belediyesinde çalıştığını, 2009 yılında bu belediyenin ... Belediyesine bağlanması ile çalışmasına davalı belediyede devam ettiğini, ... ... Ltd. Şti. firmasının %99 hissesinin davalı belediyeye ait olduğunu, işe alımlarda ve çıkarmalarda belediye başkanının emir ve talimat verdiğini, görev sırasında belediyeye ait araçların kullanıldığını, puantaj kayıtlarının belediye görevlileri tarafından düzenlendiğini, davacının ve diğer taşeron işçilerin vizite kağıtlarının dahi belediye başkanı tarafından imzalandığını, ... işveren adına ... sözleşmelerinin de belediye başkanı tarafından imzalandığını, davacının davalı ... yetkilileri tarafından işe alındığını, davacının başlangıçta belediyenin işçisi iken, daha sonra ... işveren işçisi olarak gösterilmesinin muvazaayı kanıtladığını, muvazaa iddiası kabul edilmese dahi, davalının asıl işveren olarak dava konusu alacaklardan sorumlu olduğunu, belediyenin kendi işçileri toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanırken, ... işveren işçisi olanların ve davacının toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmadığını, davacının 2012 yılında Belediye ... Sendikasına üye olduğunu, ... .... Ltd. Şti. ile Belediye ... Sendikası arasında, 13/11/2013 tarihinde ayrı bir toplu ... daha imzalandığını, ancak sendikal faaliyetlerde bulunan işçilerin kıdem tazminatlarının ödeneceği vaadi ile işten çıkarıldıklarını ve başka bir ... işverene geçirildiklerini, böylece davacı ile arkadaşlarının ... ... Ltd. Şti. ile imzalanan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmalarının da engellendiğini, sendikal ayrımcılık yapıldığını, sendikal sebeple ayrıma tabi tutulan işçilerin, 6356 sayılı yasanın 25/4 fıkrası gereğince 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazandığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ilave tediye alacağı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının taşeron firmaların işçisi olduğunu, dava konusu alacakların kendilerinden talep edilemeyeceğini, sözleşmelerde muvazaa bulunmadığını, 5393 sayılı Yasa’nın 67.maddesine göre hizmet alımı yapılabildiğini, işçiler üzerinde yönetim hakkının belediye tarafından kullanılmadığını, denetim yetkisinin hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklandığını, dava dilekçesinde sayılan davaların emsal kabul edilemeyeceğini, her davanın ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, davacının belediye işçisi sayılsa dahi, sendika üyesi olmadığı dönemler için toplu ... sözleşmesine dayalı talepte bulunamayacağını, toplu ... sözleşmesinden doğan taleplerinin ... işveren ... ... Ltd. Şti.’nden istenmesi gerektiğini, sendikal fesih iddiasını kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davalı ... ile dava dışı ihbar olunan şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı, bu bağlamda davacının Belediyenin taraf olduğu dönemine ilişkin toplu ... sözleşmelerinden yararlanıp yararlanamayacağı uyuşmazlık konusudur.
Dosya kapsamına göre, davacının 12/08/2008-31/03/2009 tarihleri arasında 99947 işyeri sicil nolu işyerinde, 01/04/2009-26/09/2009 tarihleri arasında davalı ... Belediyesi’ne ait işyerinde, 01/10/2009 -28/02/2009 tarihleri ile 01/07/2010-30/09/2013 tarihleri arasında ... ... Ltd. Şti.’de, 01/10/2013- 31/12/2013 arasında ...Ltd.Şti.’nde, 01/01/2014-28/02/2014 arasında 1500868 sicil numaralı ... Ltd.Şti.’nde, 01/03/2014 tarihinden itibaren, 1504997 sicil nolu ... Temizlik Ltd.Şti.’nde çalıştığı tespit edilmektedir. Mahkemece, davacının önce davalının kendi işçisi iken, 01/10/2009 tarihinden itibaren taşeron firmaların işçisi olarak çalıştırılmasının 4857 sayılı ... Kanunu"nun 2/7. maddesine, ... İşverenlik Yönetmeliği’nin 3/g-3 bendine ve 12/2-g bendine aykırı olduğu, bu şirketler ile davalı ... arasında muvazaalı bir ilişki bulunduğu, böylece davacının baştan itibaren davalı belediyenin işçisi olması gerektiği sonucuna varılarak davacının Belediyenin taraf olduğu tüm toplu ... sözleşmelerinden yararlanması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda davacının ... belediyesine ait işyerinde bir süre çalıştıktan sonra aynı işyerinde ... işveren işçisi olarak çalıştırılmaya başlandığı sabittir. Dairemiz incelemesinden geçen emsal mahkeme kararlarında bu döneme ilişkin hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı dikkate alındığında, eldeki davada davacının 01/10/2013 tarihine kadar olan çalışmaları yönünden asıl işveren ... işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının kabulü yerindedir. Ne var ki 01/10/2013 tarihinden sonra farklı ... işverenlere ait işyerindeki çalışma süresi yönünden muvazaa olgusunun mevcut olup olmadığının ayrıca değerlendirilmemesi hatalıdır. Özellikle ihbar olunan ...Şirketi ve ... Tem...Ltd Şti ile belediye arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ayrı ayrı incelenmek suretiyle taraflar arasında muvazaalı asıl işveren ... işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken, genel bir kabul ile tüm hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu sonucuna varılması isabetli değildir. Söz konusu döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri dosyaya getirtilmeli, muvazaa olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği her bir hizmet alım sözleşmesi yönünden ayrı ayrı değerlendirilmeli, oluşacak sonuca göre, davacının bu dönemler yönünden de davalı belediyenin taraf olduğu toplu ... sözleşmelerinden yararlanma hakkı olup olmadığı noktasında karar verilmelidir. Belirtilen yönler açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile tüm hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davacının davalı belediyenin taraf olduğu 01/01/2012-31/12/2013 ve 01/01/2014-31/12/2015 dönemine ilişkin toplu ... sözleşmelerinden yararlandırılması gerektiği sonucuna varılması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
2-Davacının sendikal tazminata hak kazanıp kazanmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Davacı eldeki davanın açıldığı tarihte halen işyerinde çalışmakta olup, kendisine sendikal ayrımcılık yapıldığı iddiası ile sendikal tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davacının belediye işçisi iken ... işverene devrinin sendikal sebebe dayandığı gerekçesiyle sendikal tazminat isteği hüküm altına alınmıştır. Yargılama sırasında dinlenen tanıklar işverenin davacıyı sendikal hakları bertaraf etmek amacıyla kayden ... işveren işçisi olarak gösterdiğini ifade etmiş ise de, tanıkların işverenle husumetli olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca tanıkların bu sınırlı anlatımı dışında, dosyada sendikal sebebin varlığını kanıtlayan başka bir delil bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, sendikal tazminat talebinin reddi gerekirken, kabulü isabetsizdir. Dairemizin emsal 2017/22168 E, 2017/21603 E. ve 2017/17886 E. sayılı dosyalarında da sendikal tazminat talebinin reddi gerektiği ifade edilmiş olup, mahkemece bu yönler dikkate alınmadan sendikal tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3-Kabule göre de, davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacının 08/02/2012 tarih, 1493 yevmiye nolu üye kayıt fişi gereğince ... Sendikası üyesi olduğu tespit edilerek, davalı ... ile Belediye ... Sendikası arasında akdedilen 01/01/2012-31/12/2013 ve 01/01/2014-31/12/2015 dönemine ilişkin toplu ... sözleşmelerinden yararlanabileceği sonucuna varılmıştır. Dosya kapsamından 01/01/2012-31/12/2013 dönemine ilişkin toplu ... sözleşmesinin 18/01/2012 tarihinde imza altına alındığı anlaşılmaktadır. Davacı ise 08.02.2012 tarihinde şirket işçisi olarak sendikaya üye olmuştur. İlgili toplu ... sözleşmesinin 5/c maddesinde, imza tarihinden sonra sendika üyesi olan işçilerin, üyeliklerinin belediyeye bildirildiği tarihten toplu ... sözleşmesinden yararlanabilecekleri ifade edilmiştir. Davacı, toplu ... sözleşmesinin imza tarihinde sendikaya üye olmadığından, davacının davalı belediyenin bağıtladığı toplu ... sözleşmesinden faydalanması sendika üyeliğinin davalı belediyeye bildirildiği tarihten itibaren mümkündür. Ne var ki; davacının sendika üyeliğinin davalı belediyeye bildirilip bildirilmediğini, bildirilmiş ise tarihini ve davacının sendika üyeliğinin devam edip etmediğini gösteren belgelere dosya içerisinde rastlanılmamıştır. Açıklanan nedenle, 6356 sayılı Yasanın 39/2 inci maddesine göre imza tarihinde sendika üyesi olmayıp da sonradan sendikaya üye olduğu anlaşılan davacının üyeliğinin davalı ..."ye bildirildiği tarih ve sendika üyeliğinin devam edip etmediği araştırılmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.