22. Hukuk Dairesi 2017/28966 E. , 2020/5408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı kooperatife ait işyerinde olaraksulama ve elektrik işçisi olarak çalıştığını, sulama dönemi olan sekiz aylık dönemde mesai mefhumu olmadan, diğer dönemlerde ise 07.00-17.00 saatleri arasında haftada yedi gün çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı taraf, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesine göre işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3’üncü maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmayacağından mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz.
İşçinin mevsimlik dönemde geçen kıdemi, daha sonra izne hak kazandığı dönemde izin süresinin belirlenmesine esas kıdeminin tespitinde dikkate alınmalıdır.
Yapılan iş mevsimlik değil, ancak işçi aralıklı çalıştırılmış ise mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden bu sürede de bir yılı doldurmak koşulu ile izne hak kazandığı kabul edilmelidir. Diğer yandan 11 ayı aşan çalışmalarda, yılın kalan bölümünde dinlenme hakkının gereğinin yerine getirilmesi için gereken süre bulunmadığından, 11 ayı aşan bu çalışmalarda çalışma şeklinin mevsimlik iş olarak değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu çeşit bir çalışmanın mevsimlik olarak değil, fasılalı çalışma olması nedeniyle ve mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden, bu sürede de bir yılı doldurmak koşulu ile işçinin izne hak kazandığı kabul edilmelidir.(Yargıtay HGK’nın, T. 04.07.2018, E. 2015/(7)22-905, K. 2018/1325 sayılı kararı)
Somut olayda, davacı taraf davalıya ait işyerinde sürekli ve kesintisiz şekilde “sulama ve elektrik ustası” olarak çalıştığını ileri sürmüş; davalı işveren ise, davacının kooperatif yönetim kurulu kararı ile sulama sezonunda çalıştırılmak üzere mevsimlik işçi olarak işe alındığını, mevsimlik işçi olarak çalışan davacının yıllık izin ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Mahkemece dosya kapsamı ve tanık anlatımları dikkate alındığında davacının yaptığı işin mevsimlik iş olduğu kanaatine varılarak yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde yıl boyunca kesintisiz çalıştığını ileri sürmüş olup, dosya kapsamındaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları da bu iddiayı desteklemektedir. Her ne kadar davalı taraf, mevsimlik işçi olan davacının sigorta primlerinin sezon sonlarında kendisi tarafından yatırıldığını savunmuş ise de, resmi kayıt niteliğindeki kurum kayıtlarının aksi davalı tarafça ispat edilememiştir. Hal böyle olunca, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının varlığı karşısında, tanık anlatımları ve davalı savunmasına itibar edilerek davacının mevsimlik işçi olduğu sonucuna varılması yerinde değildir. Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olmadığının kabulü ile, bu kabule göre yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.