21. Hukuk Dairesi 2015/16493 E. , 2015/20093 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/04/2015
NUMARASI : 2014/87-2015/144
Davacı, kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının Kurum tarafından muvazaalı boşanma gerekçesi ile kesilmiş bulunan yetim aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinin son fıkrasında “Eşinden boşandUyuşmazlık; davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşama olgusunun yöntemince tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanunun " Gelir ve aylık bağlanmayacak haller" başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci(son) fıkrasında düzenlenerek 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Fıkrada "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96. madde hükümlerine göre geri alınır" düzenlemesine yer verilmiştir. Öncelikle belirtilmelidir ki, inceleme konusu hükmün Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28/04/2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemi olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
506 sayılı Kanunun 130. maddesinde, bu maddenin uygulamasında teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu ve aynı şekilde 5510 sayılı Kanunun 59. maddesinde ".... Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurların görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir."
.../...
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının babası olan Hüseyin Aksu"nun 12.07.2001 tarihinde öldüğü, davacının 13.09.1991 tarihinde boşandığı, davacıya 01.11.2008 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 05.03.2012 tarihli "Sosyal Güvenlik Kontrol Memurluğu Raporu" doğrultusunda davacının boşandığı eşiyle birlikte fiilen yaşadığının belirlenmesi üzerine ölüm aylığının 17.04.2012 tarihi itibariyle kesildiği, davacı ve eşinin yaşadığı belirtilen konutun yeraldığı apartman yöneticicisinin Sosyal Güvenlik Kontrol Memuruna davacı ve eşinin 12 yıldır ailece birlikte yaşadıklarını söylediği, aynı tanığın duruşmada boşandıklarını bilmiyorum davacının eşini ayda yılda bir kere sitede görüyorum, çocuklarını görmeye gelmiş olabileceğini beyan ettiği, davacı ile eski eşinin nüfus idaresindeki adresinin 2007 yılında aynı adres olduğu,2009 yılında davacının eşinin adresini nakil ettiği, Seçim kayıtlarına göre 2007 ve 2009 yıllarında aynı adreste oy kullandıkları, kolluğun yaptığı araştırma sonucunda araştırma tarihinde söz konusu adreste sadece davacının ikamet ettiğinin bildirildiği, anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının söz konusu dönemde boşandığı eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığının belirlenmesi için davacının Pendik adresinden ve boşandığı eşinin Kartal adresinden ikisinin de oturduğu belirlenilen adres veya adrese komşu binaların kapıcı, yönetici ve oturanları arasında zabıtaca konu hakkında bilgisi olabileceklerin belirlenerek beyanlarına başvurulmak,bu adreslerde kimin ikamet ettiğinin muhtarlıklardan sorularak, bu adreslerdeki konutların ev sahiplerinin kim olduğu, davacı ve eski eşinin kiracı olup olmadığını araştırmak, davacının ve eski eşinin adreslerindeki konutun su, elektrik ve doğalgaz aboneliğinin kim adına kayıtlı olduğunun sorulması, suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının boşandığı halde eşiyle fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.