Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12033
Karar No: 2014/15715
Karar Tarihi: 02.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/12033 Esas 2014/15715 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/12033 E.  ,  2014/15715 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/07/2013
    NUMARASI : 2010/1088-2013/331

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı M.. T.. vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı M.. T.. vekili Av. Y.. B.. ile aleyhine temyiz olunan davalılar vekili Av. N.. T.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.
    Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili dilekçesinde; taraflar arasında 08.07.2010 tarihli ve "Sözleşme ve Taahhütnamedir" başlıklı sözleşmenin imzalandığını, bu sözleşmenin 3.maddesine göre, müvekkili şirkete ait bulunan üç adet ruhsat sahasında davalılar tarafından 27.07.2010 tarihine kadar rezerv çalışması yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalıların bugüne kadar bu konuda hiçbir çalışma yapmamaları nedeniyle müvekkillerinin kâr mahrumiyetine uğradığını, yine sözleşmenin 1. maddesinde müvekkili şirketin % 50 hissesinin müvekkili M.. T.. tarafından davalıların belirlediği A.. C.."a devrinin kararlaştırıldığını, müvekkili M.. T.."nun bu devri A.. C.."a noter kanalıyla yaptığını, aynı maddede ruhsat işlemlerine ilişkin yapılacak masraflar nedeniyle müvekkili M.. T.."na davalılar tarafından 12.000 TL ödeneceğinin belirtildiğini, ancak bu bedelin halen ödenmediğini, şirket hisselerinin % 50"sini ortakların işaret ettiği isim olan A.. C.."a devreden müvekkilinin, sözleşmeye kefil olan ortaklardan ruhsat bedellerinin %50"si olarak belirlenen 150.000 USD" yi talep etmeye hak kazandığını, sözleşmenin 5.maddesi gereğince ruhsat bedellerinin % 50"sinin müvekkil M.. C..
    T..."na 27.07.2010, 27.08.2010 ve 27.09.2010 tarihlerinde 50.000"er USD olmak üzere toplam 150.000 USD şeklinde ödenmesi gerektiğini, ancak davalıların bu ödemeyi bugüne kadar yapmadıklarını, sözleşmenin 7. maddesi gereğince sözleşme şartlarına uymayan tarafın diğer tarafa 200.000 TL cezai şart ödeyeceğini, davalıların ruhsat bedellerini gününde müvekkile ödemeyerek ve rezerv araştırmalarını yapmayarak sözleşmeyi ihlal ettiklerini, bu nedenle sözleşmenin tarafı olan müvekkili şirketin sözleşmede 200.000 TL olarak kararlaştırılan cezai şartı 27.07.2010 tarihi itibariyle talep etme hakkının doğduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili M.. T.. için şimdilik 5.000 USD karşılığı 7.562 TL ruhsat bedeli ve 438 TL ruhsat işlemleri alacaklarının, müvekkili şirket için şimdilik 5.000 TL cezai şart alacağının ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29.09.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini ruhsat işlemleri alacağını 12.000 TL ye, cezai şart alacağını ise 200.000 TL ye yükseltmiştir.
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; taraflarca imzalanan sözleşmenin, maden arama ruhsat sahalarındaki rezerv inceleme sonucunun olumlu olması halinde geçerli olacağını, Haziran 2010 tarihinde ruhsatların olduğu alanda saha çalışması yaptırıldığını ve aldırılan rapor ile ekonomik olabilecek rezervin olmadığının tespit edildiğini, bu nedenle cezai şartın oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacı şirketin davalılar hakkındaki davayı takip etmediği, bu nedenle davacı şirket tarafından açılan dava dosyasının işlemden kaldırıldığı ve yenilenmediği, ayrıca taraflarca imzalanan sözleşmenin 3.maddesinin "... 27.07.2010 tarihine kadar rezerv araştırması yapılacak olup, işletilmeye uygun görülür ise (taraflar buna ortak karar verecektir) ..." hükmünü içerdiği, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti tarafından maden sahalarında gerekli araştırmanın davalı tarafça jeoloji tekniğine uygun olarak yaptırıldığının belirlendiği, buna göre davalı tarafın sözleşme şartlarına aykırılık teşkil eden bir davranışının bulunmadığı gerekçesiyle; davacı şirketin açmış olduğu davanın açılmamış sayılmasına, davacı M.. T.."nun açmış olduğu davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacılardan M.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 08.07.2010 tarihli sözleşmenin ifa edilmemesi sebebiyle alacak ve cezai şart istemine ilişkindir.
    Anılan sözleşme, davacı şirket ile sözleşmede ortaklar olarak anılan davalılar ve dava dışı A.. C.. arasında imzalanmış olup, davacı şirketin ortağı olan davacı M.. T.. bu sözleşmenin tarafı değildir.
    Buna göre, davacı M.. T.."nun maden arama ruhsatının devri için kararlaştırılan bedele ve cezai şart alacağına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davacı M.. T.."nun ruhsat işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin temyiz itirazları yönünden ise;
    Bir sözleşmede, ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir. Burada sözleşmenin alacaklı ve borçlu tarafı, sözleşmede taraf olmayan üçüncü bir kişi yararına bir edim kararlaştırmaktadır. Üçüncü kişi yararına sözleşmede, sözleşmenin tarafı olan borçlu, diğer taraf olan alacaklıya, üçüncü kişi yararına bir edimde bulunmayı kararlaştırmaktadır(Prof. Dr. Fikret Eren, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümler 2012, 14. Baskı, sf 1141).
    Üçüncü kişi yararına sözleşme, TBK. nun 129. (BK. nun 111.) maddesinde düzenlenmiştir. Bu türden sözleşmeler, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme (TBK. md. 129/1) ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme (TBK. md.129/2) olarak ikiye ayrılır. Eksik üçüncü kişi yararına sözleşmelerde, üçüncü kişi yararına doğrudan doğruyu bir alacak hakkı doğmaz. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde ise, üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabilmesi mümkündür. Bir sözleşmenin ne zaman eksik ne zaman tam üçüncü kişi yararına sözleşme olduğu TBK. nun 129. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen hükme göre belirlenir. Bu hükme göre, üçüncü kişinin kendisi adına talepte bulunabileceği ya sözleşmede açıkça yazılı olmalıdır, ya tarafların sözleşmede açıklanan iradelerinden bu durum tespit edilebilmelidir, ya da bu konuda bir örf veya adet bulunmalıdır.
    Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, sözleşmenin 1.maddesinde; "...Şirketin % 50 hissesi ortakların işaret ettiği isim olan Sn. A.. C.. üzerine yapılacak olup, diğer ortaklar bu sözleşme ve taahhütnamenin kefili ve muhatabı olacaklardır.
    Hisse devri yapılacağı gün ortaklar M. C.. T.."nun ruhsat işlemleriyle ilgili yaptığı harcamalar için 12.000 TL ödeme yapacaklardır..." hükmünün yer aldığı görülmektedir.
    Somut olayda ise; davacı, sözleşmenin bu hükmü uyarınca yararına kararlaştırılan edim olan 12.000 TL yi, sözleşmenin borçlu tarafı olan davalılardan talep etmektedir.
    Davacı tarafça delil olarak bildirilen hisse devir sözleşmesinin incelenmesinde ise; davacı M.. T.."nun, diğer davacı şirketteki % 50 hissesini 16.07.2010 tarihinde sözleşmede bildirilen A.. C.."a devrettiği anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, mahkemece, sözleşmenin üçüncü kişi yararına edimi içeren bu hükmü ve bu hükme dayalı istem hakkında bir inceleme yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece; yukarıda açıklanan sözleşme hükmüne dayanan istemin incelenmesi ve somut olayın özelliğine göre değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın esası hakkında bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekâlet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi