3. Hukuk Dairesi 2014/7244 E. , 2014/15735 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 10. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/1036-2013/1830
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada; nafaka alacaklısı kadının çalışmaya başladığı gerekçesiyle aylık 300,00 TL olarak ödenmekte olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi dava ve talep edilmiştir.
Mahkemece; tarafların boşanmalarından sonra davalının ekonomik durumunda değişiklik olduğu,davacı ile hemen hemen eşit düzeyde gelir elde etmeye başladığı,bu nedenle yoksulluk nafakasının indirilerek de olsa devam etmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü cihetine gidilerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk durumunun ortadan kaldığı gerekçesiyle açılmış nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2012 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma sırasında davacı kocanın kadına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği,davalının boşanmadan sonra bir markette asgari ücretli olarak çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 176/3.maddesi gereğince; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılılabilir.
Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E.;95 Karar sayılı ilamında ise "Asgari Ücret seviyesinde gelirinin bulunması" yoksulluğu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilmemiştir.
Diğer taraftan TMK.nun 176/4.maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.
Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder.
Buna göre; nafaka anlaşmalı boşanma sonucu belirlense dahi; nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda nafaka hakkaniyete uygun bir miktar indirilebilir.
Somut olayda; davalının boşanma kararından sonra aylık asgari ücret ile çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Kendisine aylık 300 TL yoksulluk nafakası bağlanan davalının geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığına göre; işe girip çalışması zorunludur. Yerleşik Yargıtay"ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK"nun 01.05.2002 gün 2-397 E-339 K.sayılı kararında olduğu gibi). Öte yandan; davalının çalışmaya başladığı iş her an için sona erebilecek nitelikte bir iş olup, sabit ve güvenceli değildir. Geçici işlerde çalışmak yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez.Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakası miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapmaktan ibarettir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.