19. Hukuk Dairesi 2018/2398 E. , 2019/3388 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı borçlunun rehin veren sıfatı ile davacı banka ile imzaladığı marka rehin sözleşmesinin 13. maddesinde "rehin veren iş bu rehin sözleşmesi ile temin olunan alacakların kredi sözleşmesinde yer alan muacceliyet ve temerrütü düzenleyen maddeleri uyarınca temerrüt halinin söz konusu olması halleri ile mezkur protokolün "temerrüt" başlığını taşıyan 12. maddesi uyarınca temerrüt halinin söz konusu olması durumunda rehin alacaklılarından her birinin kendi alacağının tahsili amacı ile tek başına rehin konusu markaların İİK hükümlerine göre rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmakla serbest olacağını, protokolün yürürlük süresi içinde borçlu şirketlerin ve kefillerin konkordato talep etmeleri veya iflasına karar verilmesi durumunda konkordato talep eden veya iflasına karar verilen şirket ve kefiller yönünden alacaklı kurumlar takip yapmakta serbesttirler " hükmünün yer aldığını, takip borçlusu olan davalı şirket hakkında da ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 03/05/2007 tarihli ve 2007/6 E. sayılı dosyası ile verilen iflas kararının kesinleştiğini, davacı bankanın kullandırılan kredilerden kaynaklı 25.557.000 USD rehinli alacağın ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının tahsiline yönelik olarak davalı tarafından davacı banka lehine rehnedilmiş olan marka haklarının paraya çevrilmesi talebi ile ... 15. İcra Müdürlüğünün 2008/16233 sayılı dosyası üzerinde davalı aleyhine başlattığı ilamsız takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek, davalı itirazının iptali ile takibin devamına ve %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili, davacı bankanın daha evvel aynı alacakla ilgili olarak borçlu ... AŞ aleyhine ... 13. İcra Müdürlüğünün 2005/11805 sayılı dosyası ile 25.000-TL için icra takibine giriştiğini, bu dosyada tüm alacağını aldığını, davanın dayanağı olan 05/05/2000 tarihli rehin sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, davaya konu marka rehin sözleşmesinin davalı şirket ile dava dışı şirketler lehine kullandırılması taahhüt edilen 30.000.000 USD tutarındaki işletme kredisi sebebi ile verilmiş olduğunu, ancak davacının da içinde bulunduğu rehin alacaklıları tarafından taahhüt olunan 30.000.000 USD bedelli kredinin taraflar arasındaki anlaşma çerçevesinde kullandırılmadığını, dolayısı ile de rehin alacaklılarının taahhütlerini yerine getirmemiş olmaları nedeni ile marka rehin sözleşmesinin de yürürlüğe girmemiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılamaya, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın garame payına isabet eden kredi miktarı 23.000.000 USD olduğu halde 31/12/1999 tarihinden sonra Raks grubu şirketlerine toplam 21.489.499USD tutarında, yani taahhüdünde olan 23.000.000 USD tutarından (1.510.501 USD) daha az miktarda kredi kullandırılmış olsa da, davaya konu marka rehninin davacı bankanın 31/12/1999 tarihinden sonra Raks Grubu şirketlerine kullandırdığı tespit edilen 21.489.499 USD tutarındaki kredilerin teminatı vasfını taşımaya devam edeceği ve buna bağlı olarak davacı bankanın 31/12/1999 tarihinden sonra kullandırılan kredilerden doğan alacak tutarının 13/11/2008 takip tarihi itibari ile bakiye alacak miktarı (anapara ve işlemiş faizleri ile birlikte) olarak tespit edilen 9.466.665,76-TL =5.776.936,45-USD olduğu ve bu alacağın tahsili için davaya konu markayı paraya çevirme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 07/05/2014 tarihli ek bilirkişi raporu taraflar arasındaki ihtilafı çözümlemek için yeterli değildir.Bu itibarla bu rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece 31/12/2009 tarihli protokolün 7.5 maddesi gereğince yapılmış olan takip dayanağı marka rehin sözleşmesinin rehnin amacı başlıklı 2. maddesinde yer alan “...kullandırılmış ve kullandırılacak nakdi ve gayri nakdi işletme sermayesi kredilerinden doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere , rehin veren adına tescilli ekli listede belirtilen marka haklarının, rehin alacaklıları lehine birinci derecede, 30.000,000 USD bedelle müştereken ve garameten rehin edilmesidir.”hükmü üzerinde durularak dosyanın konusunda uzman bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla talep edebileceği alacak miktarının tam olarak belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.