Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7051
Karar No: 2014/15789
Karar Tarihi: 03.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/7051 Esas 2014/15789 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/7051 E.  ,  2014/15789 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili ile yaptığı 31/10/2007 tarihli harici sözleşme ile İstanbul ili, Kartal ilçesi,... mahallesi, ... pafta,... parseldeki ...m2"lik arsa vasıflı kendi adına kayıtlı gayrimenkulü satım borcu üstlendiğini, sözleşmede 200.000,00 TL alım bedelini alıcı müvekkilden tahsil ettiğini ve bu taşınmaz üzerinde hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, istediğinde tapuda devir işlemini yapacağını ve tanıklar huzurunda beyan ettiğini, arsanın tapu kaydının kendi adına geçirilmesini talep ettiğinde olumsuz yanıt aldıklarını, müvekkilinin 31/10/2007 tarihinde davalıya ödemiş olduğu satış bedelini davalının 14/06/2011 tarihinde iade ettiğini, bu süre zarfında taşınmazın değerinin arttığını ve geçen süre zarfında müvekkilinin maddi kayba uğradığını, davalıya İstanbul...Noterliğinin 27/06/2011 tarih 2011/02242 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalının ihtarnameyi 29/06/2011 tarihinde tebellüğ etdiğini, beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10,000,00 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Bilirkişi raporunda dava tarihi itibari ile taşınmazın değeri 389.200,00 TL olarak tespit edilmiş, aradaki farkın tahsili için de davacı tarafça dava 179.200,00 TL yönünden ıslah edilmiş, toplamda 189.200,00 TL"nin davalıdan tahsili istenmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda taraflar arasında haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi nedeni ile davacı tarafından davalıya 200.000,00 TL ödendiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı ve davalının harici satım sözleşmesiyle kendisine ödenen bedeli 14.06.2011 tarihinde davacıya iade ettiği, davacının 27.06.2011 tarihinde ihtar çekerek harici satım sözleşmesinin yapıldığı 31.10.2007 tarihinden paranın iade tarihine kadar geçen sürede taşınmazın değerinin arttığı, müvekkilinin maddi kayba uğradığını beyanla davalıdan bu suretle oluşan zararının tazminini talep ettiği anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir.
    (TMK.nun 706, BK.nun 213, Tapu K.nun 26 ve Noterlik K.nun 60. maddeleri). Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşmenin kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında yarar vardır.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
    Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
    Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir. Bu husus hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye, karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır.Hal böyle olunca mahkemece; davacı tarafça 31.10.2007 tarihinde ödenen satış bedelinin enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle iade tarihinde 14.06.2011 tarihinde ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı taraf, hâkim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlemesi ve bu miktardan davalı tarafından 14.06.2011 tarihinde iade olunan 200.000,00 TL"nin mahsubuyla kalan miktara hükmedilmesi gerekirken, gayrimenkulün dava tarihindeki bedeli üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi