Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17099
Karar No: 2014/15804
Karar Tarihi: 03.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/17099 Esas 2014/15804 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/17099 E.  ,  2014/15804 K.

    "İçtihat Metni"


    İNCELENEN KARARIN
    MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kurumdan (Emekli Sandığından) 04.279.720.1 sicil numarasıyla yetim aylığı alan davalıya 15/08/1998-31/10/2007 tarihleri arasında yersiz olarak ödenen 43.317,43 TL ve 45.450 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 88.767 TL"nin tahsili için ... . İcra Müdürlüğünün 2008/13130 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı tarafından 24/09/008 tarihli dilekçe ile borca ve faize itiraz edilerek, takibin durdurulduğunu, müvekkili kurumca yapılan inceleme sonunda Kurumdan (Emekli Sandığından) yetim aylığı alan davalının 12/08/1998 tarihinde 55.211.455 sicil numarasıyla T.C.Emekli Sandığına tabi göreve başladığının tespit edildiğini ve 15/08/1998-31/10/2007 tarihleri arasındaki yetim aylıklarını yersiz olarak çektiğinin belirlendiğini, bunun üzerine kurum alacağının tahsili amacıyla icra takibine girişildiğini, ayrıca asıl borca uygulanan faizin de iddia edildiği üzere fahiş olmayıp, yasal faiz uygulandığını, bu nedenlerle davalının ... İ İcra Müdürlüğünün 2008/13130 sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
    ... İş Mahkemesinin sözkonusu dava ile ilgili 2009/725 Esas sayılı dosyası ile yaptığı yargılama sonunda, 16/06/2010 tarih ve 2010/318 Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi Başkanlığı"nın 19/03/2012 tarih ve 2010/14342 - 2012/5180 E.K: sayılı ilamı ile "İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık, dayanağı işlem ve olayların meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanun’dan kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden İş Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir.Somut olayda, davalı Zehra Ümit Alemdaroğlu (Çorgun)"nun babası Esat Alemdaroğlu"nun T.C.Emekli Sandığından emekli aylığı almakta iken 23.04.1982 tarihinde vefat etmesi üzerine, davalıya 01.05.1982 tarihinden itibaren ölüm sigortası kolundan yetim aylığı bağlandığı, davalının 01.05.1978 – 31.10.1996 tarihleri arasındaki dönemde SSK"lı çalışmaları nedeniyle 2098 sayılı Yasaya göre itibari hizmet süresi de nazara alınarak, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından 01.11.1996 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının TRT (Çok Sesli Müzikler Müdürlüğü)"de T.C.Emekli Sandığı ile ilişkilendirilmek suretiyle kadro karşılığı sözleşmeli personel olarak 12.08.1998 tarihinden itibaren çalışması nedeniyle, davacı Kurum tarafından 15.08.1998 – 31.10.2007 dönemi yersiz ödenen “ölüm aylıklarının” tahsili için icra takibi yapıldığı, icra takibine davalının süresi içinde itiraz etmesi nedeniyle, iş bu dava ile itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, yersiz ödemelerin 5510 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden öncesine ilişkin olması ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesi nazara alınarak, söz konusu davada genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılamaya devam edilerek, davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle bozularak yeniden... . İş Mahkemesinin 2012/196 Esas sırasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonunda 06/06/2012 tarih ve 2012/468 sayılı kararı ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    Görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... .Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü cihetine gidilmiş; sözkonusu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir .
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Somut olayda; hükme esas alınan 2. ve 3. bilirkişi raporunda; faiz ve ana para hesaplaması denetime elverişli bir şekilde açıklığa kavuşturulmamıştır .
    1-)Bilirkişi çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde oy ve görüşüne başvurulan kişidir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bu sebeple bilirkişilerin görüşü açık ve kesin olmalı, bir gerekçeye dayanmalıdır. Hükme esas alınan 09.02.2010 ve 13.04.2010 tarihli bilirkişi raporları ise bu davada uyuşmazlığı çözecek nitelikte somut veriler içermemekte, Yargıtay denetimine elverişli bulunmamaktadır.
    Davalı vekili bu rapora itirazda bulunduğu halde, mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadığı gibi, raporun yeterli görülme nedenleri de gerekçede somut olarak yeteri kadar açıklanmamıştır. Bu durumda, mahkemece davalı vekilinin itirazını değerlendirmeye alan ve faiz ve ana para hesaplaması yönünden Yargıtay denetimine elverişli rapor tanzimi amacıyla dosyanın üçlü bilirkişi kuruluna tevdiiyle oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yetersiz incelemeye dayalı ve denetime elverişli bulunmayan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
    2-) İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
    Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmektedir veya borçlu bunları bilebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilen veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
    İş bu yargılama dosyasında 1 nolu bent doğrultusunda dosyanın üçlü bilirkişi kuruluna tevdiiyle , 2 Nolu bent de arz ve izah kılınan olgular doğrultusunda icra inkar tazminatı koşullarının değerlendirilmeye alınması gerekirken , taraf denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirir .
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi