3. Hukuk Dairesi 2014/4972 E. , 2014/15863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2011
NUMARASI : 2010/370-2011/370
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ... Ezcanesi sahibi davalı A.. T.."a mükerrer olarak 70.454,14 TL ödeme yapıldığının tespit edildiğini, davalıdan mükerrer ödenenin iadesinin talep edildiğini ancak davalının parayı iade etmediğini belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 32.537,28 TL"nin ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilerek, 32.537,28 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; mükerrer ödendiği iddia olunan paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, yargılamada davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağrılması ve taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmesiyle mümkündür. Bir davada davalının, davacının açmış olduğu davadan haberdar olması, davaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir.
HMK.nun 27.maddesinde düzenlenmiş olan "Hukuki Dinlenilme Hakkı" Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu hak çerçevesinde taraflar, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler.
Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanır. Bu durum "silahların eşitliği ilkesi" olarak da ifade edilmektedir.
Hukukî dinlenilme hakkı, doğru karar verilmesinin garantisi olup, haksızlığa karşı koyabilme imkânı tanır. Bu hak, hukuk devletinin, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesinin 11.01.2011 günü değiştirilen 2. fıkrasında; gösterilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması halinde, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtarına teslim edeceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligatın önce davalının "G... Mah., No:../.. Batman" adresine çıkarıldığı, davalının bu adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebliğatın bila dönmesi üzerine 09.03.2011 tarihli celsede davalının M... adresine tebligat çıkarılmasına karar verildiği, davalının Mernis adresine ilişkin resmi kayıt dosyaya alınmadan "B... Mahallesi, No:../. Batman" adresine, adresin muhatabın Mernis adresi olduğu yazılmak suretiyle tebligat çıkarıldığı, davalının bu adresten taşındığı ancak adresin Mernis adresi olması sebebiyle Tebligat Yasasının 21.maddesi gereğince muhtara yapılan tebligatın mahkemece usulüne uygun yapıldığı kabul edilerek yargılamanın davalının yokluğunda tamamlandığı anlaşılmıştır.
Oysa davalı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin mernis adresinin, "Yalova İli Ç... İlçesi Kocadere Beldesi ... Mahallesi Sahil Caddesi No:../.." olduğunu, mahkemece duruşma gününün tebliğ edildiği Batman adresinin müvekkilinin mernis adresi olmadığını savunmaktadır.
Dosya içeriğinde, davalının tebligat tarihindeki mernis adresini gösterir resmi bir kayıt bulunmadığından, davalının tebligat tarihindeki mernis adresinin, tebligatın yapıldığı adres olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalının tebliğ tarihindeki mernis adresine ilişkin resmi kayıt celbedilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davalının mernis adresine ilişkin resmi kayıt dosyaya celbedilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.