
Esas No: 2018/1062
Karar No: 2020/3145
Karar Tarihi: 20.10.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1062 Esas 2020/3145 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen sıra cetvelinde banka alacağının tahsili için dava dışı borçlunun maaşına haciz uygulandığını, ancak davalının alacaklı olduğu dosyadan sonraki sıraya alındığının belirtildiği, davalı ile dava dışı borçlu arasında gerçek bir borç alacak ilişkisi olmadığını ileri sürerek düzenlenen sıra cetvelinin iptali ile paylaşıma konu bedelin davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dışı borçluya nakit borç para verdiğini ve karşılığında senet düzenlediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre maaş hacilzerinde düzenlenen sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen sıra cetveli olmadığı, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu kapsamında düzenlene tasarrufun iptali davası hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, buna göre kredi sözleşmesinin 20.09.2013 tarihinde imzalndığı, 10.09.2012 düzenleme tarihli senedin ise protesto edilmediği ve her zaman düzenlenebileceği, alacağın muvazaalı olmadığını davalının ispatlaması gerektiği, davalının banka havalesi veya başka bir resmi belge ile kanıtlayamadğı gerekçesi ile davacının alacağının davalının alacak sırasında işlem görmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılması, İİK"nın 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde değildir. Bu durumda mahkemece, davanın TBK"nın 19. maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü doğru ise de ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken ispat yükü davalıya yüklenerek yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyizitirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.