21. Hukuk Dairesi 2015/616 E. , 2015/20249 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Çifteler Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 02/09/2014
NUMARASI : 2012/206-2014/192
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının ve prime esas kazancının eksik gösterildiğinden gerçek ücretinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 22.10.2007 ile 27.05.2008 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmaları ile 28.05.2003-01.02.2009 tarihleri arasında prime esas kazançlarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde genel müdür/yurt dışı yatırımlarından sorumlu müdür olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerinden 28.05.2003-22.10.2007 ve 27.05.2008-01.02.2009 tarihleri arasında hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacının 10.10.2007-02.06.2008 tarihleri arasında yurtdışına giriş çıkışlarının bulunduğu, dönem bordrolarının ve ücret bordrolarının dosyada bulunmadığı,emsal ücret araştırması yapıldığı anlaşılmaktadır.
Kural olarak sigortalılar, Türkiye’de yaşadıkları ve hizmet akdine göre çalıştıkları takdirde sosyal sigorta haklarından yararlanırlar. Bu kural, Kanunların mülkiliği ilkesinin doğal sonucudur. Ayrıca, Türkiye’yle yabancı bir ülke arasında sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmişse istisnaen mülkilik ilkesine değer verilmeyebilir. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 2 ve 3’üncü maddelerine göre sigortalı olmayanlar kapsamında olmak üzere, Türkiye ile sosyal
güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede hizmet akdiyle çalışan Türk vatandaşları da anılan Kanunun 86. maddesi gereği işverenleriyle yapılacak “İş kazalarıyla meslek hastalıkları”, “Hastalık”, “Analık”, “Malullük, yaşlılık ve Ölüm” sigortalarından birine, birkaçına veya hepsine toplu olarak tabi tutulmaları mümkündür. Başka bir anlatımla 506 sayılı Yasa"nın ülke dışında meydana gelen sigorta olaylarında uygulanabilmesi Sosyal Güvenlik Kurumuna yükümlülükler getiren sosyal güvenlik sözleşmesi veya kısa vadeli sigorta kollarını da kapsayan topluluk sigortaları bulunması halinde mümkün olabilir.
.../...
Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin g bendinde; “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerinin 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı, bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanacağı, bu sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50 nci maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye"de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümlerinin uygulanacağı, bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası priminin alınmayacağı, bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primlerinin 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılıktan sayılacağı” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının hizmet cetvelinden 28.05.2003 tarihinde davalı işverence Türkiye"de işe alındığı, 28.05.2003-11.10.2007 ile 27.05.2008-01.02.2009 tarihlerinde davalı işyerinde hizmeti bildirildiği görüldüğüne göre geçici görevle götürüldüğü anlaşılmaktadır ve sigortalılığının bu ilke kapsamında araştırılması gerekir.
Öte yandan ,davacının müdür olarak görev yaptığı anlaşıldığına göre,nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret üzerinden ücret alması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumun belirlenmesi halinde, işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağı da düşünülemez.
Mahkemece yapılacak iş, Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan davacının sicil dosyası ile işyerine ilişkin dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını res"en tespit ederek dinlenmek , ücret bordrolarını celbetmek, benzer işi yapan işyerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından ve Türkiye İstatistik Enstitüsü"nden emsal ücret araştırması yaparak, elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.