3. Ceza Dairesi 2015/3066 E. , 2015/5157 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 2014/417757 - Kanun Yararına Bozma
Kasten yaralama suçundan sanık Mesut ’in, katılan M.. T.."e yönelik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-a ve 62. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ve katılan Edip ’e yönelik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/1, 86/3-e, 87/3 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2011 tarihli ve 2008/68 Esas, 2011/454 sayılı Kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28/12/2012 tarihli ve 2012/2611 Esas, 2012/10151 Karar sayılı ilamı ile düzeltilip onanarak kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 18/07/2014 tarihli ve 2008/68 Esas, 2011/454 sayılı Ek Kararına yönelik itirazın reddine dair Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/08/2014 tarihli ve 2014/1190 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 18.12.2014 tarih ve 2014/22681 – 75167 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29.12.2014 tarih ve 2014/417757 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; 1) Ankara l. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/12/2011 tarihli ve 2008/68 Esas, 2011/454 sayılı Kararında kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu, ancak katılan M.. T..’in sol el bileğinde bulunan yaranın, mahkeme kararındaki kabulün aksine; karardan sonra infaz aşamasında sunulan Bilirkişi Dr. Talat tarafından düzenlenen 01/07/2014 tarihli raporda, katılan M.. T.. hakkında düzenlenen raporlarda kaydedilen sol radius distal uç ve ulna stiloid proçes (colles kırığı) kırığının, düşme sonucu sık görülen kırıklardan olması, kişinin olay yerinde düştüğünün belirtilmesi, sol el bilek yumuşak dokuda sıyrık, morluk şişlik raddi yara gibi bulgudan olaydan hemen sonra düzenlenen Dışkapı Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesindeki Grafiler ve Epikriz raporlarında bahsedilmemesi dikkate alındığında, bahse konu kırığın, kişinin el bilek bölgesinde vurulduğu belirtilen demir çubuk ile meydana getirilmesinin mümkün görülmediği, düşme sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği, diğer taraftan olayda iki farklı mağdur olduğu halde, dosyada bulunan epikriz raporları ve grafılere göre mağdurlardan Edip ’in el bileğinde demir çubukla vurma sonucu oluşması mümkün yara bulunup, bu yara, olay sonrası düzenlenen epikriz ve diyagramlarda
gösterilmesine rağmen, diğer mağdur M.. T..’e ait diyagram ve raporlarda bu şekilde bir yaradan bahsedilmediği halde Mahkemece mağdurlardaki yaraların aynı değerlendirmeye tabi tutulduğu, keza katılanın eli üzerine düşmesi sonucu bileğini kıracağının sanık tarafından öngörülmesi de mümkün olmadığından kastın aşılması ve taksirli sorumluluğun da sözkonusu olabileceği; sanık müdafii tarafından anılan raporun ibraz olunması karşısında oluşan bu statünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 311/1-(e) maddesi anlamında “yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte...” sanık lehine yeni bir durum olduğu gözetilerek yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde;
2) Yargılamanın iadesi sebebi olarak öne sürülen mağdur M.. T..’in bileğinde meydana gelen ve Mahkemece olay ile bağlantısı kabul edilerek “organlardan birinin sürekli zaafiyeti” olarak nitelendirilerek ceza artırımına tabi tutulan “sol el bilekteki sinir zaafıyetlerinin” mağdurun daha önce Avusturya Ülkesinde geçirmiş olduğu iş kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususu, yargılamanın önceki aşamasında değişik şekilde öne sürülmüş ve farklı değerlendirmeye tabi tutulmuş ise de olaydan önceki meydana gelen iş kazası nedeni ile mağdurun tedavi gördüğü iddia olunan Avusturya Hastanesine Viyana’da bulunan Hukuk Bürosu aracılığı ile mağdura ait önceki tedaviye ilişkin evrakların sanık müdafii tarafından kararın kesinleşmesinden sonra talep edildiği, buna karşın ilgili hastanenin cevabi yazısında ve hukuk bürosunca yazılan rapor tercümelerinde, mağdura ait tedavi bilgilerinin Avusturya Kanunları gereği ya ilgili hastanın rızası ya da usulüne uygun bir mahkeme talebi ile verilebileceği hususlarının belirtilmesine, mağdura ilişkin önceki tedaviye ait evrakların mahkemece talep edilmesi dışında herhangi bir hukuki yoldan temin edilmesinin mümkün olmadığının resmi olarak ifade edilmesine rağmen ceza hukukunun evrensel “şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin sonucu; mahkemece, şüphe oluşturan bu bilgilerin mahkeme kararı dışında yasal yollardan temini mümkün olmadığından bu olgunun yargılamanın iadesine esas yeni bir delil olduğu, keza yapılacak yeni yargılama ile bu yara ve yaralanmanın niteliğinin kesin tespiti bakımından ilgili makamlardan Mahkemece talep edilen bilgiler sonucu hüküm verilmesi gerektiği hususları gözetilmeden yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde;
3) Sanık Mesut ’in olaydan hemen sonra 29.07.2007 tarihinde alınan ifadesinde Mahkeme kararındaki kabulün aksine, katılanların demir çubukla kendisine saldırdığını, bu saldırı sonucunda demir çubuğun ayağının yaralanmasına sebebiyet verdiğini iddia etmiş olması ve bu iddiasını destekler nitelikte bulunan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Şube Müdürlüğünden verilen
30.07.2007 tarih 01.33 saatli rapor içeriğine göre, sol ayağında mevcut yara ile raporda izah edilen yaralanmalar birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu yaralanmalar ile ilgili iddianame düzenlenmeden veya bu husus iddianamede gösterilmeden ya da yargılama sırasında haksız hareket başlangıcı, haksız tahrik ve meşru müdafaa da dahil olmak üzere sanıktaki anılan yaralar değerlendirilmeden yazılı şekilde yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamına, talebin niteliğine, dosyanın daha önce Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28.12.2012 gün ve 2012/2611 Esas, 2012/10151 sayılı Kararıyla onanarak temyiz incelemesinden geçmiş olmasına göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı Kararının "Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümüne İlişkin Ortak Hükümler" kısmı ile Yargıtay Yasasının 14. maddesi uyarınca işin incelenmesi Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesine ait olduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın temyiz incelemesi için ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE; 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.