Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6227
Karar No: 2021/7848
Karar Tarihi: 06.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6227 Esas 2021/7848 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6227 E.  ,  2021/7848 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; uzun yıllar davalı şirkete muhasebe hizmeti verdiğini, bir müddet sonra davalı şirketin aldığı hizmetin bedelini ödememeye ve ertelemeye başladığını, hizmetin yerine getirildiğine dair serbest meslek makbuzlarının davalı şirketin defter ve kayıtlarına işli olduğunu, davalı şirketten 2013 yılı için 14.160 TL, 2014 yılı için 14.160 TL ve 2015 yılının 4. ayının sonuna kadar 4.720 TL alacaklı olduğunu, borcun ödenmesi için davalı şirketin yetkilileriyle yaptığı görüşmelerden sonuç alamadığını, faizi ile birlikte toplam 36.667,67 TL olan alacağının tahsili için başlattığı takibe davalı şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; davalı şirketin takibe vaki haksız itirazının iptalini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı; davacı ile aralarında yazılı hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davacıyı sahte imzalı belgeler düzenlediği için şikayet ettiğini, bu nedenle davacı hakkında disiplin soruşturması yürütüldüğünü, davacıdan kısmen hizmet aldığını, hizmetin gereği gibi yerine getirilmemesine rağmen zamanında ve tam ödeme yaptığını, ödemelerin mutad olarak yıllık yapılmasına rağmen sunulmuş ve sunulacak hizmet bedelinin ödenmesi için verilen iki adet çek bedeli toplam 40.000 TL’nin de davacı tarafından tahsil edildiğini, davacının evine yaptırdığı ürünleri de şirketten bedelsiz aldığını, davacıya alacağından fazla ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini ve lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davanın açıldığı Samsun 1. Tüketici Mahkemesince, ticari nitelikte olan davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle verilen görevsizlik kararı, davalı şirketin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 27/04/2017 tarihli ve 2016/26285 E. 2017/5095 K. sayılı kararıyla, ticari nitelikte olmayan davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi için bozulmuştur.
    Bozma sonrasında davanın gönderildiği mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacının davalıya verdiği hizmetten kaynaklı alacağının bulunmadığının tespit edildiği, davacının mesleği göz önünde bulundurulduğunda alacaklı olup olmadığını bilebilecek durumda olması sebebiyle icra takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine ve dava konusu tutar üzerinden hesaplanan kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 27 nci maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı; mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir. Buna göre mahkeme, gerekçeli kararında taraf açıklamalarını dikkate alımalı ve delillerle birlikte değerlendirilmelidir. Aynı Kanunun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller" başlıklı 266 ncı maddesine göre; mahkeme, ancak çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vermelidir. Yine aynı Kanunun 297 nci maddesi uyarınca, hüküm; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermelidir.
    Somut olayda; hükme esas alınan 19/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait serbest meslek makbuzlarının, muhtasar beyannamelerinin ve ticari defterlerin incelendiği ifade edilerek, davacının takibe konu dönem bakımından 26.852 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, ancak bilirkişinin, davacının cevaba cevap dilekçesinde yer alan “… çek bedelleri alacak bakiyesinden düşüldükten sonra davaya konu icra takibinde belirtilen alacak kalmışır…” ifadesini davacının bu çeklerin dava konusu döneme ilişkin alacağa mahsuben alındığını kabul ettiği yönünde yorumlayarak, iki adet çek bedeli olan 40.000 TL’nin alacaktan mahsubuyla davacının alacağı kalmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Davacı rapora itirazında; çeklerin 2006-2012 yılları arasındaki muhasebe hizmetinin bir kısmının karşılığı olarak verildiğini, dava konusu dönemin ise sonraki dönem olduğunu belirtmiştir. Tarafların beyanlarının ikrar niteliğinde olup olmadığını değerlendirmek hakimin görev ve sorumluluğu olmasına rağmen mahkemece doğrudan bilirkişi raporunun sonuç kısmına dayanılarak davanın reddine karar verilmiş, tarafların iddia ve itirazları deliller kapsamında değerlendirilmemiş, davacının bilirkişi raporuna itirazları karşılanmamıştır. Diğer taraftan, mahkemece söz konusu rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının beyanı, bahsi geçen iki adet çekin icra takibine konu dönem alacağına mahsuben alındığına dair bir ikrar içermemektedir. Zira, davacı dava dilekçesinde ve diğer beyanlarında davalıya uzun yıllar muhasebe hizmeti verdiğini iddia etmiş, cevaba cevap dilekçesinde de çek suretlerinin sunulmamış olması nedeniyle savunma hakkını saklı tutarak, çek bedellerinin alacak bakiyesinden mahsup edilmesi neticesinde takibe konu alacağın kaldığını açıkça belirtmiştir. Davacının beyanları gözetildiğinde; iki adet çeki, davalıya verdiği hizmetten doğan alacağına mahsuben aldığını ikrar ettiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; davacının bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınması, serbest meslek makbuzları, beyannameler ve davalının ticari defterlerinin 2006-2015 yılları arasını kapsar şekilde incelenmesi, davacının icra takibine konu döneme ilişkin alacağının hesaplanması için bilirkişiden bu yönde ek rapor alınması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi