MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekilinin ... Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu 18/12/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ... köyü 144 ada 9 parsel sayılı taşınmazın ne orman sınırları içinde olduğunu, ne de orman sayılma niteliklerine haiz olduğunu, taşınmazın kesinleşmiş bir orman kadastrosu bulunmadığını, taşınmazın ormana bitişik bir alan olmadığını, arada dere mevut olduğunu, kayıt fazlalığı olup ormandan açma yapmak suretiyle kazanılmanın söz konusu olmadığını, orman içi açıklıkların kazanılması ile oluşmuş bir yer olmadığını, toprağının orman toprağı olmadığını, toprak muhafaza karakteri taşımadığını, ağır tohumlu ağaç grubuna girecek bir ağaç türü belirtisi olmadığını, 4753 sayılı Kanunla edinilmiş toprak tevziiden gelme bir taşınmaz olduğunu, taşınmazın yaklaşık 50 yıldır özel mülk olarak, uzun süredir ekim-dikim amaçlı kullanılmış, bu güne kadar ormanla ilişkisine dair herhangi bir tespit, itiraz ve talepte bulunulmadığını, tapu, belediye ve diğer kurum kayıtlarında bir kayıt, bilgi ve belge işlenmediğini, rastlanılmadığını, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planları incelenip komşu taşınmazlarla birlikte yukarıda belirtilen nitelikler ışığında değerlendirme yapıldığında, anılan taşınmazın orman sayılabilme şartlarının taşımadığının açıkça görüleceğini, bitişik 144 ada 10 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin akrabası olup aynı tarihte birlikte satın aldıklarını, anılan taşınmazın aynı 21/11/2012 askı tarihli orman kadastro komisyon kararı ile orman sayılmayan yerlerden olduğuna karar verildiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ile tüm itiraz, beyan, delil gösterme ve dava hakları saklı kalmak kaydı şartı ile kazanılmış haklar ve başta Anayasa olmak üzere tüm yasalarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası birçok anlaşma ve sözleşmede güvence altına alınmış olan insanoğlunun temel hak ve özgürlüklerinden olan mülkiyet hakkının da özellikle gözetilmesi ile taşınmazın ormanla ilişkisinin mevcut olmadığı yönündeki haklı ve mesnetli taleplerinin kabulüne, orman kadastro komisyon kararının iptaline, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespitine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/709 Esasına kayıt edilmiş, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/709 Esas - 2012/465 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkemenin 2013/123 Esasına kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacıların davalı ... Genel Müdürlüğü ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı hakkında açtığı orman kadastrosu tespitine itiraz davasının esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, 26/11/1982 tarihinde 1744 sayılı Kanuna göre yapılan 2. madde çalışması ve 21/11/2012 tarihinde yapılıp ilan edilen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması, 1971 yılında yapılan arazi kadastrosu vardır.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi kurulu raporuna göre çekişmeli taşınmazın 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğu, 2012 yılında yapılan orman kadastrosu ve aplikasyon çalışmasında da durumun değişmediği, taşınmaz ile ilgili yeni bir orman sınırı içine alma işleminin bulunmadığı, 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmeliğin 44. ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işleminin de davacılara yeni dava hakkı vermeyeceği, ilk orman kadastrosuna itiraz için hakdüşürücü sürenin çoktan geçtiği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 12/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi