1. Hukuk Dairesi 2019/2726 E. , 2021/561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ
Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davası sonunda verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde (davalı ... vekilinin temyizi adli yardım istekli) temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, gabin ve temsil yetkisinin köyüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı sözleşmenin feshi ve tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı ... İdaresi vekili, Köftezade Esseyyid ...Çelebi Bin Hasan Vakfı’nın eski yöneticisi olan davalı ... tarafından 313 parsel sayılı taşınmazın vakıf adına 590.000,00 TL bedelle diğer davalı ...’dan satın alındığını, ekspertiz raporuna göre taşınmazın değerinin 100.000,00 TL olduğunu, Vakfın malvarlığından fazla bedel ödenmek suretiyle hile ve desise ile davalı lehine Vakfın aleyhine ivazlar arasında açık oransızlık oluşturulduğunu, satış işleminin gabin ve hile ile mutlak butlanla malul olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin gabin nedeniyle feshine, 590.000,00 TL’nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Feri Müdahiller, Köftezade Esseyyid ....... Bin Hasan Vakfının gelirlerinin giderlerini aşan kısmından yararlanan, vakıf mal varlığının miktarı yanında onun iyi veya kötü işletilmesinden de parasal olarak etkilenen kişilerden olduklarını ileri sürerek davacı yanında feri müdahil olarak davaya katılma isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı ... vasisi, kısıtlı olan davalı ..."in oğlu olduğunu, babasının yıllar önce annesinden ayrılarak Mersin"de ayrı bir hayat yaşadığını, felç geçirdiği tarihe kadar babası ile görüşmediğini, felç nedeniyle davalının afazi hastalığına yakalandığını bu nedenle kendisi ile iletişim kuramadığını, dava konusu iş ve işlemler hakkında herhangi bir görgü ve bilgisinin olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kocası olan dava dışı ... ile diğer davalı ..."in dava konusu taşınmazın rayiç değeri olan 187.500,00 TL bedelle alım – satımı hususunda anlaştığını, 08.04.2013 günü satış bedelinin tamamı elden nakden ödendikten sonra bunun 100.000,00 TL"sinin ... tarafından Ziraat Bankası hesabına yatırıldığını ve aynı gün tapuda taşınmazın devir işleminin gerçekleştirildiğini, çiftlik olarak kullandıkları taşınmazı satıştan 40 gün sonra boşalttıklarını, ev hanımı olup hayatını köyde geçirdiğini, satıcı olan diğer davalı ..."i daha önceden tanımadığını, Vakıf adına hareket ettiğini bilebilecek durumda olmadığını, davacı Vakfı dolandırmasının söz konusu olamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, aşırı yararlanma (gabin) şartlarının oluşmadığı, davalı ...’in temsil yetkisini aştığı ve bu yetkiyi kötüye kullandığı, davacının uğradığı zarardan sorumlu olacağı, diğer davalı ...’yi bu zarardan sorumlu tutmanın maddi ve şekli hukuk bakımından mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshi isteğinin reddine, 460.450,00 TL (590.000,00 TL-129.550,00 TL) "nin sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ...’den tahsiline karar verilmiş, karara karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmiş, davalılar Abdulkerim ile Hatice’nin el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, davacı Vakfı zarara uğrattıkları gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline, 590.000,00 TL’nin (davalı ... 187.500,00 TL’den sınırlı sorumlu olmak üzere) 08/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 313 parsel sayılı taşınmaz (6700m2, tarla) davalı ... adına kayıtlı iken 08.04.2013 tarihinde 590.000,00 TL bedelle Köftezade Esseyid ... Çelebi Bin Hasan Vakfı’na satış suretiyle temlik edildiği, akitte alıcı vakfı, 01.03.2012 tarihli yetki belgesi ile davalı ...’in temsil ettiği, üzerinde büyükbaş besihane binası, bakıcı evi, sondaj ve ağaçlar bulunan taşınmazın temlik tarihinde 129.550,00 TL olduğunun keşfen saptandığı, Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1012 esas, 2013/1517 karar sayılı 19.11.2013 tarihli ilamı ile davalı ...’in 4721 s. TMK’nın 405. maddesi gereğince kısıtlanıp oğlu olan dava dışı ...’ın vasi tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706., Türk Borçlar Kanununun 237. ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri hükmü uyarınca, tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelere, resmi olarak yapılmadıkça değer verilemez.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda, çekişme konusu taşınmazın mülkiyetinin davalı ...’den davacı vakfa naklinde hukuki bir sakatlık bulunmamakla birlikte temlik tarihinde rayiç değeri 129.550,00 TL olan taşınmazın bunun çok üstünde 590.000,00 TL bedelle temlik edilmiş, davalı ... taşınmaz bedeli olarak 187.500,00 TL aldığını savunmuş ise de, buna ilişkin yazılı belge sunamamıştır. Resmi akitte bildirilen değer vakfın mal varlığından çıktığına göre ortada zararlandırıcı bir işlem olduğu, vakıf temsilcisi davalı ...’in temsil yetkisini kötüye kullandığı, davalı ...’nin de haksız fiil niteliğindeki bu işlem nedeniyle ortaya çıkan zarardan davalı ... ile birlikte sorumlu olduğu açıktır.
Ne var ki, bölge adliye mahkemesince iptal tescil isteği bulunmamasına rağmen HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlasına hükmedildiği gibi geçerli bir hukuki işlemden dolayı tapunun iptal edilmeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Hal böyle olunca, taşınmazın satış bedeli olarak belirlenen 590.000,00 TL ile keşfen saptanan 129.550,00 TL arasındaki bedel farkının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı ...’in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı ile davalı ...’nin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.