Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13868
Karar No: 2010/1073

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/13868 Esas 2010/1073 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/13868 E.  ,  2010/1073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/02/2008
    NUMARASI : 2001/41-2008/39

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Tirebolu Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 21.2.2008 gün ve 41-39 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 25.6.2009 gün ve  4667-7457 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ile zilliyetliğin korunması isteklerine ilişkin olup, yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine Dairece, tapu iptali ve tescil isteği bakımından kurulan kabul hükmünün onanmasına zilliyetliğin korunması isteği bakımından ise kararda belirtilen gerekçelerle bozulmasına karar  verilmiş ve anılan bu karara karşı karar düzeltme isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    Çekişmeli taşınmazlarla ilgili olarak 3402 Sayılı Kadastro uygulamasının yapılarak 04.6.2009 ve 06.06.2009 tarihlerinde tutanaklarının bozmadan önceki yerel mahkemedeki 2001/41 Esas sayılı eldeki dava esas alınmak suretiyle malik hanesinin hükmen belirlenmesi ve tayini bakımından açık bırakıldığı görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 25, 26.maddesi hükmü uyarınca çekişmeye konu edilen taşınmazlarla ilgili olarak  kadastro tutanağının düzenlenmesi ile birlikte 25.maddesinde belirtilen ve Kadastro Mahkemesinin görevi kapsamında olan davalar yönünden genel mahkemelerin görevinin son bulacağı ve aynı yasanın 27.maddesi hükmü gereğince genel mahkemedeki kadastro mahkemesinin görevi kapsamındaki davalar hakkında kadastro mahkemesine devir kararı verileceği sabittir.
    Kendisine görevsizlikle ve buna bağlı devir kararı ile dosya intikal eden kadastro mahkemesinde, aynı yasanın 30.maddesi hükmü gözetilerek gerekli araştırma ve inceleme yapılıp gerçek hak sahibi adına tescil kararı vermesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Davada, tapu iptali ve tescil ile zilliyetliğin korunması yanında iptal ve tescile konu edilen taşınmazlar bakımından tenkis isteğinde de bulunulmuştur.
    Bilindiği üzere, Kadastro Mahkemelerinin bakmakla yükümlü olduğu başka bir ifade ile görev kapsamına giren davaların hangi tür davalar olduğu 3402/25 maddesinde  belirtildikten sonra Kadastro Yasasının 25.maddesinin son fıkrasındaki düzenlemeyle de hangi tür davaların bu mahkemede bakılıp görülemeyeceği kuşkuya yer vermeyecek tarzda açıklanmıştır.
    Buna göre, Kadastro Mahkemeleri açıklayıcı nitelikte (ishari) davalara bakmakla görevli olup yenilik doğurucu (ihdasi-inşai) nitelikteki davaların Kadastro Mahkemelerinin görevi kapsamında bulunmadığı tartışmasızdır.Oysa, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 560 ilâ 571.maddelerinde düzenlenen tenkis (indirim) davası miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmalarının (teberrularının) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan öncesine etkili yenilik doğurucu (insai) davalardan olup, açılan tenkis istekli davanın Kadastro Mahkemesinin görevi kapsamında bulunmadığı sabittir.
    Diğer taraftan, zilyetliğin korunması istekli davalar bir nevi şeklen de olsa elatmanın önlenmesi davalarına benzemekte ise de, elatmanın önlenmesi davalarının hukuki dayanağı mülkiyet hakkının kapsamını belirleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 683/2.maddesi hükmü olup, zilyetliğin korunması isteğinden (981.madde ve devamı- 985.maddesi ve devamı) tamamen farklıdır. Ne varki, her ikisi neticede doğurdukları ve doğuracakları hakkın korunması ve teslimi yönünden benzerlikler arzetmektedir.
    Vurgulamak gerekir ki, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar menkul mal hükmünde olup, taşınmaza vaziyet edenin zilyetliğine vaki tecavüz durumunda veya elinden alınması şeklinde fiil ve eylemlere karşı açılacak davalar özel yasalarda belirlenen haller dışında (örneğin; 3091 Sayılı Yasa hükümleri… gibi) elatmanın önlenmesi veya zilyetliğin korunması şeklinde uygulamada kendisini göstermektedir.
    Gerek tapusuz gayrimenkullerde zilyetliğin korunması ve gerekse elatmanın önlenmesi istekli davalara Kadastro Mahkemelerinde bakılabilmesinin en önemli kıstası ise aynı zamanda mülkiyet hakkının tespitini gerektirir olmasıdır.
    Eldeki davada, davacı bir kısım tapulu taşınmazlar yönünden muris muvazaası nedeniyle iptal tescil, bir kısım taşınmazlar bakımından da tapusuz olmaları sebebiyle zilyetliklerinin korunması isteğinde bulunmuşlardır. Muris muvazaası istekli davalar hukuki yapısı itibarı ile açıklayıcı nitelikte karar verilmesini gerektirdiğinden, zilyetliğin korunması isteğinin de birliğinde mülkiyetinin de tespitini zorunlu kıldığından Kadastro Mahkemelerinin görevi kapsamında olacağı şüphesizdir.
    Somut olaya gelince, mahkemece kararın tesisinden sonra ve fakat Daire bozma kararından önce 04.6.2009 ve 06.6.2009 tarihlerinde taşınmazların tutanaklarının tanzim edildiği gözetildiğinde henüz davanın kesinleşmemesi sebebiyle tenkis dışındaki istekler bakımından mahkemenin görevsiz duruma düştüğü ve kadastro mahkemesinin görevli hale geldiği tartışmasızdır.
    Görev, kamu düzeni ile ilgili olup, dava sonuçlanıp kesin hüküm halini alıncaya kadar her aşamada ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekli olan bir kuraldır.
    Anılan husus, karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından karar  düzeltme isteğinin kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Dairenin 25.6.2009 tarih 4667 Esas ve 7457 sayılı bozma kararının gerekçesinin ortadan kaldırılmasına yerel mahkemenin 21.2.2008 tarih 2001/41 Esas – 2008/39 sayılı kararının yukarıda değinilen gerekçelerle HUMK.’nun 428.maddesi hükmü gereğince BOZULMASINA, 04.2.2010  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

                        



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi