17. Hukuk Dairesi 2016/12847 E. , 2017/5859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ..."e ait olan ... plakalı aracın davalı ... sevk ve idaresinde iken 14/05/2013 tarihinde müvekkiline ait olan ... plakalı 2012 model araç ile çarpışması sonrası iki taraflı maddi hasarla trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası taraflar arasında tutulan 14/05/2013 tarihli kaza tespit tutanağına göre davalı ... seyir halinde iken dönüş yasağı bulunan Konacık Kavşağında aniden sola dönmesi sonrası yine seyir halinde olan müvekkilinin aracının önüne aniden çıkarak kazaya sebebiyet verdiğini, dönüş yasağı olan kavşaktan dönme kuralını ihlal etmesi nedeniyle davalının tam kusurlu bulunduğunu, davalı ..."in ... plakalı aracının 31121215-0-0 poliçe numarasıyla davalı sigortaya sigortalattığını, kaza sonrası araçta meydana gelen hasarın giderimi için aracın aynı gün ... bulunan ... yetkili servisi ... otomotiv servisine tamir için götürüldüğünü, ve aracın onarıldığını toplam fatura bedeli olan 20.603,20 TL"nin müvekkili tarafından ödendiğini, onarım sonrası aracın 2.000,00 TL değer kaybının olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle araç kiralamak zorunda kaldığını bu bedelin de 1.800,00 TL olduğunu, kaza sonrası yapılan ekspertiz raporuna göre davalılara göndermiş oldukları ihtarname masrafının 353,84 TL olduğunu, bu bedellerin karşı taraftan tahsili ile davalarının kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ..."in aracının şirketleri nezdinde sigortalı olduğunu, tarafların kendi beyanları yazarak tutanak düzenlediklerini, anlaşmazlığın hangi aracın kusurlu olduğu noktasında toplandığını, tutanağa göre kusur oranlarının komisyon tarafından
belirlendiğini, bu oranların ... şirketleri için bağlayıcı olduğunu, dava konusu olayda da tutanak değerlendirme komisyonunca değerlendirilen tutanakta üzerine kazanın oluşumunda davacının %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, talep edilen tazminat miktarını kabul etmediklerini, davacının herhangi bir ödeme belgesi sunmadığını, değer kaybına yönelik miktarın çok ... olduğunu, araç kiralama bedeline ilişkin talebin trafik poliçesi genel şartları uyarınca teminat kapsamı dışında olduğundan müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, bu nedenle kendilerine yöneltilen davayı kabul etmediklerini, davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraftan alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mülkiyeti diğer davalı ..."e ait bulunan... plaka sayılı aracı 13/05/2013 tarihli kira sözleşmesi gereğince kiraladığını, kiralama konusu araçların kasko sigortası ile sigortalandığını, bunun günlük kiralama fiyatına dahil olduğunu, bu aracın diğer davalı ... şirketine sigortalı bulunduğunu, davaya konu olayda anlaşmazlık konusunun hangi aracın kusurlu olduğu noktasında olduğunu, aracın sigortalı olması nedeniyle müvekkili yönünden husumet yokluğunun söz konusu olduğunu, davacının kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, maddi zararı ve değer kaybına ilişkin beyanların ve miktarların fahiş olduğunu, araç kiralama bedelinin müvekkilinden talep edilmesinin yersiz olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle husumetten reddini, daha sonra davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre Kdv dahil 20.603,20-TL"lik onarım bedelinin ve 30 günlük onarım süresinin uygun ve makul olduğu, kaza sonrası onarılarak faal hale getirilen araçta oluşan değer kaybının 1.850,00 TL olarak kabul edilebileceği, onarım tarihleri aralığında ..."da kiralık araç fiyatlarının günlük 60,00 TL olarak makul ve kabul edilebilir olduğu ancak araç kiralama sözleşmesinin bulunmadığı ve bu hususun ispatlanamadığı nazara alınarak mahkememizce hesaplanan 18.837,72-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine, 1.746,17 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasarın, değer kaybının, araç kiralama bedelinin ve davacının yaptığı ihtar masrafının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gerekçe kısmında kabul edildiği bildirilen bir yükümlülüğün, hüküm fıkrasında karar altına alınmayışının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi ... ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
..."ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Yerel mahkemenin gerekçesiyle sonucu arasında da çelişki bulunmaması gereklidir. Somut olayda Yerel mahkemece, gerekçeli karar yazımı sırasında, davacıların maddi tazminat talepleriyle ilgili olarak alınan bilirkişi raporunun bir bölümüne kararın gerekçe kısmında yer verilmiş; bu raporda 20.603,20 TL"lik onarım bedelinin ve 30 günlük onarım süresinin uygun ve makul olduğu, kaza sonrası onarılarak faal hale getirilen araçta oluşan değer kaybının 1.850,00 TL olarak kabul edilebileceği, onarım tarihleri aralığında Bodrum"da kiralık araç fiyatlarının günlük 60,00 TL olarak makul ve kabul edilebilir olduğu kararın gerekçesine de konulmuş, raporun mahkemece denetlendiği belirtilmiş olmasına rağmen; kararın hüküm fıkrasında, davanın kısmen kabulü ile 18837,72 TL"nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 1746,17 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar ... ve ... den müştereken ve müteselsilen tahsili ile
davacıya ödenmesine karar verilmiş, kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratılmıştır. Mahkemece bilirkişi raporunun kararda esas alındığı belirtilmesine rağmen bilirkişi raporundaki hesaplamalardan ayrı farklı ve neye göre hesaplandığı gerekçeden anlaşılmayan meblağlardan davalılar sorumlu tutulmuştur.
Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı ... İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca; infazda tereddüt uyandırmayacak, her bir davalının sorumluluğunun net biçimde belirlendiği, bir hüküm kurulması gerekmektedir.
Kabulü göre de;
2- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın hesaplama yapılarak sağlanmıştır. Bilirkişi raporunda belirtilen yöntemle değer kaybının tespit olunduğu rapora dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının zararının belirlenmesi, meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni bir rapor alınması ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Ayrıca davalı, aracın rayiç değerinin 37.000 TL olduğunu, bilirkişi ile tespit edilen hasar meblağının 20.603,20 TL olduğu hususu dikkate alındığında araca pert total işleminin yapılması gerektiğini beyan ederek itiraz etmiştir. Aracın pert total olup olmadığı, aracın piyasa rayiç değerinin araştırılıp araştırılmadığı dosyadan anlaşılmamaktadır. Bu hususlar araştırılmadan hasar yönünden hüküm kurulması da doğru değildir.
4- Davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
(4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalı ..."ya geri verilmesine 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.