Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12578
Karar No: 2019/1709

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/12578 Esas 2019/1709 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/12578 E.  ,  2019/1709 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ... kadastro mahkemesine verdiği 09.12.2009 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında tapunun 04.12.1981 tarih ve 212 sıra numarasında kayıtlı 8271 m2’lik taşınmazın 119 ada 2 parsel olarak Hazine adına tespit edildiğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan keşifte, dava konusu taşınmazın 120 ada 2 sayılı orman parseli içerisinde kaldığının belirlenmesi üzerine, dava tarihi olan 09.12.2009 tarihi itibariyle 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği gerekçesiyle görevsizlik kararıyla dosya asliye hukuk mahkemesine aktarılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince taşınmazın değeri itibariyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararıyla dosya sulh hukuk mahkemesine aktarılmış, burada yargılama devam ederken ..., ... ve ... belirtilen tapu kaydında kendi paylarının da bulunduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
    Mahkemece davanın kabulüne, ... ili ... ilçesi, ... köyü 120 ada 2 ve 119 ada 1 nolu parsellerin içerisinde kalan 04.12.1981 tarih ve 88 sıra nolu tapu kaydı kapsamında kalan 8271 m2"lik alana ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı ... ve ... oğulları ..., ..., ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 tarihli ve 2014/2381 E.- 2014/5239 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle "...dava konusu 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının getirtilmediği, orman bilirkişi raporunda bu parsele ilişkin açıklama bulunmadığı, davacıların dayandığı tapu kaydının tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşifte usulüne uygun biçimde uygulanmadığı, hüküm fıkrasında davacılar adına tesciline karar verilen 8271 m2’lik alanın nereye isabet ettiğinin belli olmadığı belirtilerek 119 ada 1 sayılı parselin tapu kaydının getirtilerek kim adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi, kadastro mahkemesinde davalı olması durumunda görev konusunun düşünülmesi, Hazine veya başka bir kişi adına tapulu olması durumunda taraf teşkilinin düşünülmesi, davacıların dayandığı tapu kaydının tüm geldi ve gitti kayıtlarıyla birlikte getirtilerek dava konusu taşınmaza uygulanması, usulüne uygun biçimde orman araştırması sonucunda taşınmazın orman sayılmayan yerlerden
    olduğunun ve tapu kaydı kapsamında kalmadığının belirlenmesi durumunda davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının saptanmasıyla oluşacak sonuca göre karar verilmesi..." gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davanın kabulü ile ... ili ... ilçesi, ... köyünde bulunan 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 3544,51 m2’lik bölümü ile 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle gösterilen 1834,31 m2’lik bölümlerinin tapularının iptaline, bu taşınmazlar arasında kalan ve aynı fen bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen 2892,84 m2’lik bölümün yoldan ifrazına ve (A), (B) ve (C) işaretli bölümlerin birleştirilerek yeni parsel numarasıyla ..., ..., ... ve ... adına eşit hisseyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman olarak sınırlandırılmıştır.
    Mahkemece kurulan hüküm isabetli değildir. Şöyle ki; davacıların dayandığı 1981 tarih ve 212 sıra numaralı tapu kaydının doğu ve batı sınırı yol, kuzeyi dere ve güneyinde Margos tarlaları sınırı okumaktadır. Keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişiler taşınmazın doğu, batı ve kuzey sınırında yol ve dere bulunduğunu, ancak dayanılan tapu kaydına göre güneyinde bulunduğu ileri sürülen Margos tarlalarını bilmediklerini beyan etmiştir. Yol ve dere olarak belirtilen sınırlar her yere uyabilen sınırlardan olup ayırtedici sınır olabilecek güneydeki Margos tarlaları ise tanık ve mahalli bilirkişiler tarafından bilinemediğinden dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu kabul edilemez.
    Davacıların taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliklerinin bulunduğuna dair iddialarıyla ilgili olarak yapılan incelemede, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın (A) harfiyle işaretli bölümünün 119 ada 1 parsel, (B) harfiyle işaretli bölümünün 120 ada 2 parsel numaralı taşınmaz içerisinde, (C) harfiyle işaretli bölümünün ise yol kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Uzman orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda çekişmeli taşınmazın 1974 tarihli hava fotoğrafı ve 1985 tarihli memleket haritasında orman sayılmayan açık alanda kaldığı belirtilmiştir. Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması bu yerin davacı kişiler adına tescili için yeterli sebep değildir. Bir yerin kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilebilmesi için o taşınmaz üzerinde aralıksız, çekişmesiz ve ekonomik amaca uygun bir biçimde malik sıfatıyla zilyetliğinin sürdürülmesi ve 20 yıllık kazanma süresinin dolmuş bulunması gerekir. Ev yapmak, yılın sadece belli bir mevsiminde harman yeri veya yaylak olarak hayvanları otlatmak için kullanmak gibi hususların, ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilmesi düşünülemez. 16.10.2015 tarihinde yapılan keşifte görev alan ziraatçı bilirkişi 21.12.2015 tarihli raporunda, ‘‘taşınmazın tarla vasfında olduğunu, halihazırda üzerinde çayır yetiştirildiğini, önceki dönemlerde tarımsal faaliyetin yapıldığını, son yıllarda işlenmediğini’’ beyan etmiştir. 01.06.2016 tarihli keşifte görev alan ziraatçı bilirkişi 20.06.2016 tarihli raporunda, ‘‘dava konusu taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün çayır ve çeşitli yabani bitki kompozisyonundan oluştuğunu, taşınmazın 40-50 yıldır biçilmediğini ve özel mülkiyet konusu olabilecek arazi niteliğinde olduğunu’’ beyan etmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişilerden ... ‘‘taşınmazın davacılar murisi ...tarafından 50-60 yıldır çayır olarak kullanıldığını’’, yerel bilirkişi ... tarafından kullanıldığına tanık olmadığını, bölgedeki taşınmazların 1990’lı yıllarda terör olayları ve göç nedeniyle boş kaldığını,’’ yerel bilirkişi ... ‘‘... veya çocuklarının taşınmazı kullandığına tanık olmadığını’’ beyan etmiştir.
    Bilirkişi raporlarına ekli fotoğraflardan taşınmazın ortasından karayolunun geçirildiği ve üzerinde tarım amaçlı kullanıma dair bir iz veya işaret bulunmadığı, taşınmazın davacı gerçek kişiler tarafından uzun yıllardır kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde ortaya çıkan bir zilyetliğin, ekonomik amaca uygun, iktisap sağlayıcı nitelikte bir zilyetlik olduğu kabul edilemez.
    O halde, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı gerçek kişilerin ekonomik amaca uygun olarak iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliklerinin bulunmadığı, taşınmaz üzerindeki tasarruf şeklinin de ekonomik amaca uygun olmadığı ziraatçı ve yerel bilirkişi sözleri, mahkeme gözlemi ve fotoğraflardan anlaşılmış olduğundan ayrıca taşınmazın herkes tarafından fiilen genel yol olarak kullanılan bölümünün zilyetlikle kazanılması da mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşünce ile kurulan hüküm doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/03/2019 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi