12. Ceza Dairesi 2015/4320 E. , 2016/6683 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/1, 62/1 maddeleri gereğince mahkûmiyet,
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde babası ... ile birlikte inşaat işlerinde çalışan ..."in Yenipazar Donduran köyündeki ... ve ..."a ait apartmanın ikinci kat demir bağlama işiyle uğraşırken elindeki demir çubuğun inşaatın 50 cm uzağından geçen yüksek gerilim hattına değmesi sonucu elektrik akımına kapılarak yaralanmasının akabinde kaldırıldığı hastanede tedavisi sürerken T 11- 12 burst fraktürü saptandığı, 06.02.2008 tarihinde debridman amaçlı ameliyata alındığı, indüksiyon sırasında kardiak arrest geliştiği, resüsitasyon uygulandığı, hipoksik ensefalopati tanısı ile takip ve tedavisi yapılırken 29.06.2009 tarihinde öldüğü olayda, "İstanbul 1. İhtisas Kurulunun 05.09.2012 tarihli otopsi raporunda “Zamanında otopsi yapılarak iç organ değişimleri araştırılmamış olmakla birlikte tıbbi belgelere göre; 14/12/2007 tarihinde elektrik çarpmasına bağlı yüksekten düşme sonucu getirildiği hastanede Tll-12 burst fraktürü, vücudunda %20-25"inde yanık olduğu saptandığı, takibinde akut böbrek yetmezliği nedeniyle hemodialize alındığı, ARDS ön tanısı olduğu, solunum problemleri nedeni ile yoğun bakımda ventilatör desteğine alındığı ve 06/02/2008 tarihinde debridman amaçlı genel anestezi uygulandığı, anestezi indüksiyonu sonrası kardiak arrest geliştiği, resüsitasyon edilip yoğun bakımda hipoksik ensefalopati takibine devam edildiği, 29/06/2009 tarihinde gelişen kardiak arreste yanıt alınamadığı bildirilen kişinin ölümünün; elektrik çarpması sonucu yüksekten düşmeye bağlı T 11-12 burst fraktürü, akut böbrek yetmezliği, solunum problemleri ile debridman ve parmak amputasyonu ameliyatı sırasında entübasyon amaçlı kullanılan lystenon adlı anestezik maddenin kullanımına bağlı gelişen hiperpotasemi ve komplikasyonlarından ileri geldiğinin ” bildirildiği, yine raporda “indüksiyon sırasında hastanın midesinin dolu olması sebebi ile aspirasyon pnömonisi riskine karşı hızlı entübasyon nedeni ile lystnon seçildiği, ancak lystnon adlı kas gevşeticisinin travma sonrası iyileşme döneminde olan paraplejik, uzun süreli immobilize hastada kan potasyum düzeyinde yükselmeye neden olacağından, bu ilacın indüksiyon ajanı olarak seçilmesinin uygun olmadığı, ancak ilacın kullanım talimatının kim tarafından verildiği yönünde dosyadaki ifadelerde çelişkiler mevcut olup, bu durumun aydınlatılmasının mahkemenin takdirine bırakıldığı, dosya bilgilerinden ameliyat öncesi değerlendirme formunda hastanın tansiyonu 130/90mmhg, Nabız 118/dk, nazogastrikle enteral beslendiği, ameliyat öncesi kan potasyum düzeyi 4.3 olup, normal sınırlarda olduğu, anestezi indüksiyonu sonrası kardiak arrest geliştiği, rasüsitasyon sırasında alınan kan potasyum düzeyi 12.8 geldiği, kan potasyumdaki bu yükselmenin lystnon adlı ilacın etkisi olduğu, ancak hastada bu döneme ait kontrol kan gazı bakılmadığı, kanın resüsitasyon sırasında alınması, kan alımı sırasında hemoliz meydana gelebileceği, kanın alındığı tüpün potasyum oksalatlı olup olmadığı gibi diğer faktörlerin de kan potasyumda daha da yükselmeye yardımcı risk faktörlerinden olduğu dikkate alındığında; hastanın elektrik çarpmasına bağlı yüksekten düşme sonucu getirildiği hastanede uygulanan takip ve tedavilerin tıbben uygun olduğu, ancak 06/02/2008 tarihinde anestezi uygulanması sırasında lystenon adlı ilacın tercih edilmemesi gerektiği, lystnon kullanımının ölüme katkısının bulunduğu, ancak düzeyinin bilinemeyeceğinin,” belirtildiği, tüm kanıtlar ve dosya içeriğine göre, hastanın elektrik çarpması sonucu yaralandığı, ancak hastanede tedavi sırasında yanlış ilaç kullanıldığı için öldüğü, elektrik çarpması ile ölüm olayı arasında yanlış ilaç verilmesi nedeniyle illiyet bağının kesildiği ve sanıkların taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.