3. Hukuk Dairesi 2014/6582 E. , 2014/16236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi, alacak, kar payının tahsili davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, kardeşleri davalı ... ve dava dışı ... ile dava dışı ... adlı başka bir kişi ile birlikte dört ortak olmak üzere ... plaka sayılı ticari taksiyi alarak işe başladıklarını, bu aracın tescilinin ..."ın üstüne yapıldığını, ticari taksinin borcu bitince yine dört ortak birlikte olmak üzere 1987 yılında dava konusu ... plaka sayılı ikinci bir ticari taksi daha aldıklarını ve bu aracın tescilinin güvene dayalı olarak davalı ..."un üstüne yaptıklarını, ikinci taksinin borcu bitince ilk ticari taksinin tescilini dava dışı ... üzerinde bırakarak 1989 yılında kendisinden ayrıldıklarını, üç kardeşin mülkiyetine eşit olarak ... plaka sayılı ticari taksiyi 1989 yılında birlikte çalıştırmaya başladıkları ilk yıllarda herhangi bir sorun olmadığını, ancak zaman zaman müvekkilinin çevreden "taksiyi kardeşinin üstüne yapmışsınız, dünyanın bin türlü hali var, kardeşin inkar etse veya ona bir şey olsa ve mirasçıları inkar etse sen hiçbir şey alamazsın" gibi sözlere muhatap olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin durumu kardeşi ..."a açtığını, ..."un kendisine söz ve garanti vererek babalarının da tanık olarak imzası bulunan ortaklık sözleşmesini imzaladıklarını, tarafların üç eşit ortak olarak dava konusu ... plaka sayılı ticari taksiyi 1989 yılından 2003 yılına kadar arada sorun olmadan işlettiklerini ve kazancını eşit şekilde paylaştıklarını, ancak davalının 2003 yılından itibaren müvekkilinin hakkı olan payı müvekkiline vermekten imtina etmeye başladığını, gönülsüz olarak ve eksik vermeye başladığını, bir süreden beri hiç vermediğini belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin aylık hissesinin davalı tarafından her ay ve mahkemece takdir edilecek ayın belli günlerinde ödenmesine karar verilmesini, haklı sebeplerle ... plaka sayılı ticari taksi üzerindeki adi ortaklığın tasfiye edilmesine, geçmişe dönük verilmeyen toplam 42.321,00 TL tutarındaki çıplak kira üzerinden hesaplanmış kar payının faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/575 E. sayılı dosyasında da davacı vekili, asıl davada dava açtıkları tarihten itibaren kendilerine hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 01/05/2010 ayından 1/11/2012 tarihi arasında kalan dönem için 37.200,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, plakanın değeri hariç otomobil üzerindeki ortaklığın tasfiyesini ve müvekkilinin 3.000,00 TL olan yasal payının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; öncelikle davacı tarafından dava konusu plakanın değerinin 558.000,00 TL olduğu bildirildiğinden harcın tamamlatılması gerektiğini, dava konusu plakayı 1989 yılında tarafların babası ... ve davalı ..."un bedelini ödeyerek satın aldıklarını, davacının plaka alımına bir katkısı olmadığını, davacının babası ..."a ait ... plakalı takside 17-18 sene yalnız başına çalıştığını, gerek davalıya gerekse babası ve diğer kardeşlerine hiçbir katkı payı ödemediğini, 2002 yılında yapılan sözleşmenin davalının ailesinin isteği ve iyi niyeti ile şayet plakanın satılması durumunda plakada hakkı olsun diye yapılmış bir sözleşme olduğunu, sözleşmede taksinin gelirlerine ortak olacak diye bir şart olmadığını, sadece plakanın değerine ortaklık sözleşmesi yapıldığını, gerçekte davacının böyle bir hakkı olmadığını, zira ... plakalı takside kendisinin 18 yıl çalıştığını ve gelirden kimseye pay vermediğini, dava dilekçesinde yıllara ait talep edilen gelir meblağlarının tamamen fahiş ve gerçek dışı olduğunu, taksinin bu kadar kazanç sağlamasının mümkün olmadığı gibi çalışma sürelerinde yapılan masrafların nazara alınmadığını, davacının hiçbir masraf yapmadığı gibi vergileri de müvekkilinin ödediğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece;
... plakalı ticari taksinin üzerindeki adi ortaklığın tasfiyesine, çıplak plaka değeri ile ilgili 190.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, 2003 tarihinden dava tarihine kadar 41.383,00 TL kar payının yine dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,2.933,00 TL çıplak taksi değerinin (davacının hissesine düşen) dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Birleşen 20 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/575 Esas sayılı davası ile ilgili olarak 01.05.2010-01.12.2012 tarihleri arasında kalan dönem için 37.056,00 TL kar payının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi, kar payının tahsili ve alacak istemine ilişkindir.
818 sayılı önceki BK"nun 534.maddesi;” Şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken şeriklere ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasiyle üçüncü şahsa karşı deruhde etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes"ul olurlar. “ hükmünü içermekte olup; aynı husus yeni yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK"nun 638.maddesinde de ” Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler.
Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde ve önceki kanun hükümlerine paralel şekilde düzenlenmiştir.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına, üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafından açılması gerekir. Keza, bir ortağın diğeri aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen "Ortaklık Sözleşmesi" başlıklı 08.03.2002 tarihli sözleşme kapsamında davacı ve davalı ile dava dışı ... arasında adi ortalık kurulduğu anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından bu tür davalarda dava açılırken husumet tüm ortaklara karşı yöneltilir.Buna göre dava dışı ortak ..."un davaya taraf olarak katılımı sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.