1. Ceza Dairesi 2010/3544 E. , 2012/3282 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No: 1/B - 2010/101026
MAHKEMESİ : Konya 3. Ağır ceza Mahkemesi
TARİHİ ve NO : 21/10/2009, 2009/147 (E) ve 2009/285 (K)
SUÇ : Yağma amacıyla adam öldürmeye ve gaspa teşebbüs
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Gökhan"ın kasten insan öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; kendisine ait kamyon ile nakliye işi yapan mağdurun, olay günü Çumra ilçesinden yola çıktığı, bu sırada, yol kenarında bekleyen sanığa, Karapınar ilçesinin yolunu sorduğu, sanığın ben de o tarafa gideceğim diyerek araca bindiği, yaklaşık 30 km birlikte seyahat ettikleri, köyünün yol ayrımına gelen sanığın, araçtan inerken ele geçirilemeyen tabancayla, üç el ateş etmek suretiyle mağduru kol ve batın bölgelerinden yaşamsal tehlike geçirecek nitelikte üç isabetle yaralayıp olay yerinden kaçtığı, mağdurun beyanından başka olayın sebebine ilişkin kanıt bulunmadığı, her ne kadar mağdur, sanığın araçtan inerken tabancasını çekip "çıkar lan paraları" dediğini, kendisinin de "ne parası" diye karşılık vermesi üzerine, sanığın hemen üç kez ateş ederek yaraladığını, ardından da olay yerinden uzaklaştığını, para almaya yönelik bir eylemde bulunmadığını, şayet para alma konusunda ısrarlı olsa
idi, cebinde bulunan 1.000 TL"yi vereceğini söylemesi karşısında, sanığın eylemini, mağdurun iddia ettiği gibi yağma amacıyla değil, "tarafların söylemediği, bilinmeyen bir nedenle gerçekleştirdiği anlaşıldığından, sanığın eylemine uyan TCK.nun 81/1, 35, 62 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması, mağdurun soyut beyanından başka, sanığın yağma suçunu işlediğine dair kesin delil bulunmadığından, yağmaya teşebbüs suçundan beraatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, TCK.nun 82/l-h, 35, 62, 53 ve 149/l-a, 35, 62 ve 53 maddeleriyle cezalandırılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, Üye M. Ş."in hükümlerin "onanması gerektiği" yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile hükümlerin tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 27.04.2012 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
OLAY:
Suç günü olan 25.09.2008 tarihinde mağdur H.. Ö..’in yönetiminde bulunan 68 H 701 plakalı araç (tır) ile Çumra İlçesinde bulunan şeker fabrikasına pancarları boşalttıktan sonra, Karapınar İlçesine gitmek üzere yola çıktığı, Çumra İlçesinde yol kenarında bekleyen sanığa gideceği yolu sorduğu, sanığın “bende Karapınar’a gidiyorum” diyerek araca bindiği, yaklaşık 30 km gittikten sonra T. K. Köyü girişinde inmek istediğini belirttiği, aracı durduran mağdura inerken belinde bulunan tabancasını çekerek ve doğrultarak “çıkar lan paraları” diyerek kararlı biçimde istemini dile getirdiği, geçici bir şaşkınlık geçiren mağdurun, “ne parası” diye karşı koyması üzerine; paniğe kapılan genç sanığın, tabancasını üç el ateş ederek mağduru ikisi karına, biri kola olmak üzere üç adet kurşun ile mağduru yaraladığı, adli tıp raporuna göre yaraların basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve yaşamsal tehlike oluşturacak biçimde gerçekleştiği, yaralı mağdurun üzerinden para ve eşya almaya tevessül etmeyen sanığın, mağduru yaralı biçimde araç içerisinde bırakarak kaçtığı, daha sonra kollukça mağdur hastaneye kaldırılıp tıbbi müdahaleler sonucu yaşama kavuşturulduğu, dosyadaki kanıtlarla sabit olduğu tartışma dışıdır. Olay bu şekilde ceryan ettiği her aşamada kabul görmüştür.
GEREKÇE:
Mağdur ile sanık arasında önceye dayalı herhangi bir tanışıklık ve husumet olmadığı açıktır. Olaydan sonra firar eden sanığın, mağdur tarafından verilen eşkal bilgilerine istinaden çizilen robot resimden hareketle, sanığın kimliğine ulaşmaya çalışan kolluğun, yapılan bir ihbar sonucu sanığın açık kimliğine ulaşılmıştır. Eşkal bilgileriyle, ihbar tutanağındaki bilgiler, örtüşmekte olup, huzurdaki failin fiziki yapısı da bu tespitlerle uyumludur. Herhangi bir uyumsuzluk olmadığı belirlenmiştir.
Olaydan sonra sanık, köydeki konutunu terk etmiştir. Geceleri ara sıra 10 günde bir evine gelip, sabahları da erkenden köyünden ayrılmaktadır. Sanık bu davranış biçimini izah edememektedir. Sanığın herhangi bir işi, mesleği bulunmamaktadır.
Olay yerinde elde edilen (araçta) 3 adet boş kovan ile mağdurun vücudundan çıkarılan bir adet mermi çekirdeğinin, aynı tek silahtan (7,65 mm çapında) atıldığı ekspertiz raporuyla tespit edilmiştir. Silah elde edilmemiş ise de, ihbar tutanağındaki bilgiler, bu bilgilerin örtüştüğü diğer bir vakadır.
Olayı gören tanığı bulunmamaktadır. Sanığın gösterdiği yabancı akraba olmayan tanıklarda, mekana yönelik savunmayı doğrulamamışlardır.
Mağdurun tüm anlatımları kendi içinde uyumludur, hiçbir çelişki içermemektedir. Sanığın müdafii huzurunda soruşturma aşamasında teşhisinde bir usulsüzlükte söz konusu değildir. Teşhis, sağlıklı ve usule uygun biçimde gerçekleştirilmiştir.
Mahkeme huzurunda mağdur bizzat ilçesinden çağrılmış ve Konya’da huzurda anlatımları alınmış, mahkemenin ısrarlı sorularına sanığı teşhis ettiğini, teşhisinde her hangi bir hatanın ve yanılgının olmadığını dile getirmiştir.
Sanığın inkara yönelik savunmaları kendisini cezadan kurtarmaya matuf olduğu anlaşılmaktadır. Mağdurun, sanığa suç atması için hiçbir sebep bulunmamaktadır. Sanığın sürekli inkara yönelik savunmada bulunması, maddi kanıtlarla desteklenmiş mağdurun samimi anlatımlarını, teşhislerini reddetmek, kabul etmemek için herhangi bir neden de yoktur.
Yerel mahkemenin göstermiş olduğu; sübuta ve vasfa yönelik gerekçesi akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun bulunmaktadır. Ceza yargılamasının temel hedefi maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesidir. Şüpheli bir durum ve vaka söz konusu değildir. Sanığın işlediği yerel mahkemece kabul edilen yağma için kasten insan öldürmeye teşebbüs suçlarının varlığına ilişkin değerlendirmesini benimsememek mümkün değildir. Mağdurun ateşli silahla 3 mermi isabet edecek biçimde vurulmasının, dosyaya yansıyan başka bir sebebi bulunmamaktadır. Sanığın amacı mağduru yağmalamaktır. Fakat mağdurun ani tepkisi “ne parası” biçimindeki sert çıkışı, daha genç olan sanığın, panikli davranış sergileyerek, yağma eylemini sonuçlandırmasını engellemiştir. Yağmaya teşebbüs eyleminin tüm unsurları olayda gerçekleşmiştir. Varsayımlardan hareketle yağma eyleminin olayda gerçekleşmediğini yani teşebbüs evresinde kalmadığını ileri sürmek, toplanan somut kanıtlarla uyuşmamaktadır.
İddianın bölünmezliği ilkesi göz ardı edilemez. Diğer bir ifadeyle; mağdurun anlatımlarını bir kısmı öldürmeye teşebbüsü kabul edip, yağmaya teşebbüs eyleminin, olayda gerçekleşmediğini ileri sürmek, kendi içersinde bir çelişkiyi ifade etmektedir.
Olay mahkemesinin; yüze karşılık, doğrudanlık ve kesintisizlik kurallarına uyarak, sübut ve vasfı belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yargıtay’ın yapacağı işlem; olay mahkemesinin gösterdiği sübuta ve vasfa ilişkin gerekçeyi denetlemek, gösterdiği gerekçede yetersizlik veya çelişki bulduğu takdirde; kurduğu hükmü bozmaktan ibarettir. Kanıt takdirinde bariz bir isabetsizlik bulunmadığı takdirde; olay mahkemesinin yerine geçerek, dosya üzerinde kanıt takdirine gitmesi, adli yanılgılara ve hatalara sebebiyet verecektir.
SONUÇ:
Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin yağma suçunu işlemek amacıyla suç delillerini gizlemek ve delillerini ortadan kaldırmak saikiyle mağduru öldürmeye teşebbüs suçlarını gerçekleştirdiği yolundaki sübuta ve vasfa ilişkin hükmünde; herhangi bir isabetsizlik saptanmadığından; sayın çoğunluğun yağmaya teşebbüs suçunun olayda unsurlarının oluşmadığı; mağdurun nitelikli olmayacak biçimde insan öldürmeye teşebbüs suçunun oluştuğu biçimdeki düşüncesine iştirak edilmediğinden; yerel mahkemenin onama istemli tebliğnamesindeki düşünce benimsenmiş olduğundan, sayın çoğunluğun bozma öneren düşüncesine iştirak edilmemiştir. 27.04.2012