3. Hukuk Dairesi 2014/8238 E. , 2014/16332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı BEDAŞ görevlilerinin müvekkillerinin işyerinde kaçak elektrik kullandıkları gerekçesiyle kaçak elektrik tutanakları düzenleyip, toplam 92.159,33 TL tahakkuk yaptıklarını öne sürerek, müvekkillerinin davalıya anılan miktar borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, geçici 3. madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15. madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince, davalı kurum görevlilerinin davacıların kayıtsız sayaçla kaçak elektrik kullandıklarını belirlemeleri üzerine 2004 ila 2007 yılları arası zaman diliminde ayrı ayrı kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlenmiş, mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından kaçak elektrik tüketimi hesabı, tutanak tarihleri gözetilerek EPMHY 122 ve 622 sayılı EPDK kararına göre ayrı ayrı yapılmamış, mahkemece bu bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Davacı tarafın sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin 1 Ocak 2006 tarihinden önceki tutanaklara ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 21.03.2003 günlü 122 sayılı kararına, 1 Ocak 2006 tarihinden sonraki tutanaklar için ise 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı esas alınarak ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe uygun değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, tutanak tarihleri gözetilerek Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 21.03.2003 günlü 122 sayılı ve 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.