12. Ceza Dairesi 2019/3522 E. , 2021/1733 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 406,62 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 13/11/2013 tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan Diyarbakır 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2003/148 Esas – 2003/167 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek suçundan 30/05/2003 – 22/07/2003 tarihleri arasında 1 ay 22 gün gözaltı ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 27/11/2003 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun"da öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 5.000,00 TL maddi tazminata tutuklama tarihinden, 5.000,00 TL manevi tazminata karar tarihinden işleyecek yasal faiz talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 406,62 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin, hükmolunan tazminat miktarlarının az olduğuna ve sair nedenlere ilişkin tüm, davalı vekilinin sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında davacı hakkında düzenlenen gözaltı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm tutanak, müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde infaz tarihleri ilgili ceza infaz kurumundan sorularak infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule ve uygulamaya göre de;
1- Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 400,95 TL"nin gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde ""406,62"" TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması,
2-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,
3-Davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat için tutuklama tarihinden, manevi tazminat için karar tarihinden itibaren faiz talep etmesine rağmen hükmolunan maddi ve manevi tazminatlara dava tarihinden faize hükmedildiği, buna göre belirlenen maddi tazminata tutuklama tarihi olan “31/05/2003” tarihinden, manevi tazminata ise karar tarihi olan “30/09/2003” tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği,
4-Gerekçeli karar başlığında, ""466 sayaılı kanun gereğince tazminat"" olan dava türünün " Tazminat"" olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı BOZULMASINA, 22.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.