Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7002
Karar No: 2014/16351
Karar Tarihi: 11.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/7002 Esas 2014/16351 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/7002 E.  ,  2014/16351 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine ....İcra Müdürlüğünün 2011/8148 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 7.996,00 TL"lik icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, aboneliğin davalının eşi muris ... adına kayıtlı olduğunu, icra takibinin yasal mirasçı konumunda bulunan davalı aleyhine başlatıldığını, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının eşi olan muris ..."nin 1996-1998 yıllarında aboneliğe konu olan taşınmazı malik ... isimli şahıstan kiraladığını, ancak ..." nin 15/11/2000 tarihinde vefat ettiğini daha sonra aboneliğe ait olan taşınmazı dava dışı 3. kişilerin kullandığını, borçtan sorumlu olmadıklarını beyanla, davanın reddini istemiştir
    Mahalli Mahkemece; davacının, davalı aleyhine müteveffa eşi adına kayıtlı olan ve iptal edilmeyen 208187 nolu su aboneliğinden dolayı 2008, 2009, 2010 yıllarına ait su borcu nedeniyle icra takibinde bulunduğu, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğu, davacı tarafından itirazın iptali istemi ile davanın açıldığı, dava konusu su aboneliğinin bulunduğu işyerinin mülkiyetinin dava dışı ..."a ait olduğu, kira kontratlarına göre davaya konu işyerinin 02/11/992 tarihinden 15/11/2000 tarihine kadar davalının eşi ..."ye, 01/09/2000 tarihinden 01/09/2003 tarihine kadar ...San. Ve Tic. Ltd. Şti."ine, 01/09/2003 tarihinden 01/01/2011 tarihine kadar ..."a, 01/01/2011 tarihinde ise aboneliğe konu işyerinin ..."a kiraya verildiği, 2007 yılı sonu itibariyle borç bakiyesinin sıfırlandığı, takibe dayanak yapılan 2008, 2009 ve 2010 yıllarına ait abonelik fatura bedellerinin kiracılar tarafından sarf edildiği, bu dönemdeki kiracının da
    üçüncü şahıs ... olduğu, davalının eşi ..."nin 15/11/2000 tarihinde vefat ettiği, bu tarih itibari ile abonelikten doğan davalının ve davalının murisinin su borcunun olmadığı, davalının murisi ..."nin 2000 yılında ölmesi sebebi ile aboneliğe ilişkin sözleşmenin sona ermesi gerektiği, bu dönemden önceye dayalı bir borcunda olmadığı, abone sözleşmesinde taraf olan davalınının murisinin ölümünden sekiz yıl sonra tahakkuk etmiş su borcundan davalının sorumlu tutulmasının iyi niyet kurallarına hak ve adalete uygun düşmeyeceği kanâatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda; davaya konu su aboneliğinin davalının muris eşi adına kayıtlı olduğu, murisin ise 2000 yılında vefat ettiği, bu tarihten sonraki tüketimlerin ise dava dışı 3. kişiler tarafından yapıldığı ancak 3. kişilerin tüketimleri davalının murisi adına olan abonelik üzerinden yaptıkları hususu taraflarında kabulündedir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık; aboneliği iptal ettirmedikçe aynı abonelik üzerinden 3. kişilerin kullandığı su bedelinden abonenin ya da mirası reddetmemiş olan abonenin mirasçılarının sorumlu olup olmayacağı ve zamanında ödenmeyen su faturalarından dolayı tarife ve yönetmelik hükümleri gereğince davacının suyu kesmesi gerekirken kesmemesinin, dolayısıyla davacı kurumun müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedelinden ve gecikme zammı veya faizden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Kural olarak; abonenin, su, elektrik ve doğalgaz alma ihtiyacının tahliye (ölümü hâlinde mirasçılarının) yüzünden artık ortadan kalkmasıyla birlikte, basit bir başvuru işlemiyle abonelik sözleşmesini sona erdirip; sözleşme nedeniyle hem kendisi (ölenin mirasçıları) hemde karşı taraf nezdinde doğmuş tüm hak ve borçlarından arınmış olarak kiralanandan ayrılması mümkün iken bunu yapmayarak kendi aboneliği üzerinden üçüncü kişilerin su kullanmasına olanak tanınmış olması dahi, sözleşme hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı dolaysıyla da, sonuçlarına katlanması gereken bir davranış niteliğinde kabul edilmelidir denilmek suretiyle abonenin (ölümü hâlinde mirası reddetmemiş mirasçıların); aboneliğini iptal ettirmediği sürece sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiştir. (benzer ilkelere YHGK"nun 24/09/2003 gün ve 2003/13-492 E., 505 K., 27/02/2008 gün ve 2008/19-174 E., 2008/199 K., 22/10/2008 gün ve 2008/19-633 E., 2008/643 K., 27/04/2011 gün ve 2011/19-104 E., 2011/239 K., sayılı ilâmlarında da değinilmiştir.)
    Murisin, borcundan mirasçıların sorumluluklarını düzenleyen 4721 Sayılı TMK"nun ilgili hükümlerini inceleyecek olursak;
    4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 599. maddesine göre; “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler”. 605. maddeye göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”.
    606.maddeye göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar”. 610. maddeye göre; “Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur”. 641. maddeye göre; “Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar. Ana ve baba veya büyük ana ve büyük baba ile birlikte yaşayan ve emeklerini veya gelirlerini aileye özgüleyen ergin çocuklar ile torunlara verilecek uygun miktardaki tazminat, bu yüzden terekenin borç ödemeden acze düşmemesi kaydıyla tereke borcu sayılır”,
    Adana Büyükşehir Belediyesi, Su Tarifeler Yönetmeliğinin; Suyun Kapanması başlıklı 52. maddesine göre; “Borcunu ödemeyen abonelere aşağıdaki müeyyideler uygulanır. a) Borcunu ödemeyen abonelerin suları kapatılır. Yer altı suyu kullanarak kullanılmış suları uzaklaştırma bedelini ödemeyen abonenin su kaynağı iptal edilerek mühürlenir. Borçlu ayrıca su hizmetlerinden yararlanıyor ise şebeke suyu kesilir. b) Su kapanmasına rağmen borç ödenmez ise ve su kapama tarihinden üç dönem sonra borç tahsil edilemez ise sözleşme iptal edilir. Borç kanunî yollardan tahsil edilir.”
    Hükümleri yer almaktadır.
    Somut olayda; davalının murisi, davacı idarenin su abonesidir. Abonelik iptal edilmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak su bedelinden davacıya karşı muris, aynı zamanda miras reddedilmediğine göre Türk Medenî Kanununun zikredilen hükümleri gereğince davalı davacıya karşı (mirasçı sıfatıyla) diğer mirasçılarla birlikte müteselsilen sorumludur. Dosyaya göre, (resmî nüfus kaydıyla doğrulanmayan ancak tarafların kabulüne göre), 15/11/2000 tarihinde vefat ettiği kabul edilen ve 2000 yılında taşınmazı tahliye eden (ölüm nedeniyle) murisin 01/11/2007 ile 01/06/2010 dönemine ait (31) adet su tüketimine esas faturanın ödenmemesine rağmen zikredilen yönetmelik gereği suyu kesmeyen ve ölen kişinin aboneliğini iptal yolunda hiç bir çaba sarfetmeyen, 15/11/2000 tarihinde vefat eden murisin aboneliği üzerinden (10) yıl gibi uzun bir süre boyunca dava dışı üçüncü kişilerin su tüketmesine izin veren davacı idareninde müterafik kusurunun olduğu, ancak davalının bu ve diğer yönlerde bir temyiz inceleme isteği bulunmadığı da nazara alınarak, Yargıtay denetimine açık, yönetmeliğe uygun şekilde ve zikredilen ilkeler doğrultusunda bilirkişiden rapor alınarak, karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Bu itibarla; yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi