Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10584
Karar No: 2014/16395
Karar Tarihi: 11.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10584 Esas 2014/16395 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10584 E.  ,  2014/16395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : RİZE AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/02/2014
    NUMARASI : 2013/352-2014/47

    Taraflar arasında görülen tedbir nafakasının kaldırılması-artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davada; tedbir nafakasının kaldırılması, karşı davada ise; tedbir nafakasının artırılması istenmiştir.
    Mahkemece; nafakanın artırılması ve kaldırılması için gerekli koşulların dava konusu olayda oluşmadığı gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, hüküm, davalı (karşı davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Eşler, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar. (TMK 183/6)
    Kadının maaşının olması, gelirinin kocasından çok olması, kocanın ortak giderlere katılma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Zira, evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için, eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gereken bazı ortak giderler mevcuttur.
    Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) Tedbir nafakası ve artırımına ilişkin davalarda, nafaka miktarı tayin edilirken, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiği gözetilmelidir.
    Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 2007 yılında evlendikleri, bu evlilikten 28.03.2008 günü çocuklarının dünyaya geldiği, kadının 09.05.2011 günü kocası aleyhine tedbir nafakası davası açtığı, kocanın da karısı aleyhine 09.09.2011 günü boşanma davası açtığı, 13.10.2011 tarihinde bu iki davanın birleşmesine karar verildiği, yapılan yargılama sonucunda boşanma davasının reddine, nafaka davasının kabulüne karar verilerek, kadın için aylık 200,00 TL, müşterek çocuk için 100,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, tarafların halen ayrı yaşadıkları, kocanın ziraat mühendisi olduğu, çay fabrikasında çalıştığı, aylık 1.200,00 TL maaş aldığı, kadının 01.10.2013 tarihinde bir okulda temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığı, aylık 814,00 TL kazandığı, müşterek çocuğun kadının yanında olduğu, kocanın 24.10.2013 günü eldeki davayı açarak kadının çalışmaya başladığı gerekçesiyle tedbir nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, davalı kadının da 06.12.2013 günü karşı dava açarak kendisi ve yanında bulunan müşterek çocuk için ödenen tedbir nafakasının aylık toplam 900,00 TL"ye çıkarılmasını talep ettiği, mahkemece, tarafların ekonomik durumunda nafakanın kaldırılması ya da artırılmasını gerektirecek bir durumun tespit edilemediği gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verildiği görülmüştür.
    Ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak 09.05.2011 tarihinde açılan tedbir nafakası davasıyla, artırıma ilişkin eldeki davanın açıldığı 06.12.2013 tarihi arasında 2 yıl 7 ay geçmiş olup, aradan geçen zaman zarfında paranın enflasyon oranında değer kaybına uğradığı, çocuğun büyüdüğü, eşin ve çocuğun ihtiyaçlarının doğal olarak arttığı, mevcut nafaka oranlarının ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kaldığı açıktır.
    Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında eş ve çocuk için takdir edilmiş tedbir nafakası miktarlarının hakkaniyet ölçüsünde bir miktar artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilmeden, kadının gelirinin olmasının yalnızca nafaka artış miktarını tayin ederken nazara alınabileceği düşünülmeden, yanılgılı değerlendirmeyle karşı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Diğer taraftan, davacının açtığı nafakanın kaldırılması davası reddedildiğine göre yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde hüküm tesis edilmemesi de doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi