3. Hukuk Dairesi 2014/7891 E. , 2014/16403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2013/461-2014/92
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2012 yılında boşandıklarını, tarafların müşterek çocuğunun velayetinin davacı anneye verildiğini, talep edilmediğinden boşanma ilamında iştirak nafakasına hükmedilmediğini belirterek; aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalı babadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin talep edilen nafakayı ödeyecek maddi gücünün bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 200,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından, takdir edilen nafakanın az olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir.
Kural olarak boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.
Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 2004 yılında evlenip, 2012 yılında boşandıkları, boşanma ilamıyla birlikte tarafların 2005 doğumlu E... isimli çocuklarının velayetinin anneye verildiği, yargılama sırasında talep edilmediğinden iştirak nafakasına hükmedilmediği, velayet kendisinde bulunan davacının 03.07.2013 günü eldeki davayı açarak iştirak nafakası talep ettiği, davacı annenin muhasebeci olarak çalıştığı, aylık gelirinin 1.014,00 TL olduğu, oğlu ile birlikte kirada oturduğu, aylık 600,00 TL kira ödediği,davalı babanın işçi olduğu, aylık gelirinin 1.036,00 TL olup, annesine ait evde annesiyle birlikte yaşadığı, kira giderinin olmadığı, 11.11.2005 doğumlu çocuğun devlet okulunda okuduğu, okula servisle gidip geldiği, aylık 120,00 TL servis masrafı bulunduğu, davalı babanın çocuğun servis masrafını dava öncesi karşılamasına rağmen nafaka davasının açılmasından sonra karşılamadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; tarafların aylık kazançları birbirine yakın olsa da, davacının, kira gideri düşüldükten sonra eline aylık 598,00 TL kaldığı, davacının bu parayla hem kendisini hem de öğrenci olan çocuğunu geçindirmeye çalıştığı, bu bağlamda aylık 200,00 TL nafakanın, hem çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağı, hem de nafaka yükümlüsü babanın ödeme gücünün altında bir miktar olduğu açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun yaşına ve ihtiyaç durumuna göre TMK"nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha yüksek oranda bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.