23. Hukuk Dairesi 2013/1333 E. , 2013/3600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar ile katılma yoluyla asıl davada davalı kooperatif vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacılar vekili, gönderilen çağrı yazılarının ekinde denetim kurulu raporu ile aktif ve pasif hesaplar banka varlıklarının yer almadığını, bilanço ve tahmini bütçenin genel kurulda okunmadığını, sorunların tartışılmadığını ve tartışmaların tutanağa geçirilmediğini, görüşmeler yapılmadan oylama yapılamasının kanuna aykırı olduğunu, tutanağa kararların yanlış geçirildiğini, hesap tetkik komisyonu raporlarının müvekkillerine önceden tebliğ edilmediğini ve savunmalarının alınmadığını, ayrıca komisyonun ortaklar dışında üçüncü kişilerden oluşturulmasının yasa ve anasözleşmeye aykırı olduğunu, bilançodaki bazı imalat bedellerinin fazla gösterildiğini ve genel kurul kararlarına dayanmayan gereksiz imalatların yapılmış olmasından dolayı kooperatifin zarara uğratıldığını ileri sürerek, ....06.2006 tarihli genel kurulda alınan kararların ve bilançonun iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, yönetim ve denetim kurulu raporlarının gerçeği yansıtmadığını, bu raporlar ile bilançonun genel kurulda okunmadığını, bilançodaki bir kısım imalatlara ilişkin bedellerin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, ....06.2006 tarihli genel kurulda yönetim ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin alınan kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; iptali talep edilen ....06.2006 tarihli davalı kooperatif genel kurulunda alınan tüm kararların Kooperatifler Kanunu, kooperatif anasözleşmesi ve iyiniyet kurallarına uygun olarak oluşturulduğu, alınan kararlarda iptali gerektirir usuli ve esasa ilişkin hata ve usulsüzlüğün bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; birleşen davanın ise, takip edilmemesi sebebiyle işlemden kaldırılması ve üç aylık müracaat süresi içinde yenilenmemesinden dolayı HUMK"nın 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacılar ile katılma yoluyla asıl davada davalı kooperatif vekilleri temyiz etmiştir.
...) Asıl davada davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden;
Temyiz dilekçesi süresinde hakime havale ettirilmiş ise de, temyiz defterine kaydettirilmediği görüldüğü gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü H.U.M.K"nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Davalı vekili tarafından bu işlemler yapılmamış, sadece temyiz dilekçesinin hakime havale ettirilmesi ile yetinilmiştir. Temyiz defterine süresinde kayıt ettirilip, harcı alınmayan temyiz dilekçeleri bakımından çözüm getiren ....05.1985 gün ve 1984/... Esas, 1985/... Karar sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararında, harca tabi olmasına rağmen hesap edilip ilgilisinden alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da HUMK`nun 434/.... maddesinde öngörülen eksik harç ödenmesi ile ilgili işlemin kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteminin, temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerektiği açıklanmıştır. Buna göre, somut olayda, temyiz defterine kayıt bulunmadığından, bu İBK"nın uygulanması gerekmemektedir.
Bu itibarla davalı vekili tarafından bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesine konu temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
...) Asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
b) Davacılar vekilinin genel kurulun .... ve .... maddelerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar, genel kurulca ibralarına karar verilen yönetim kurulu üyelerinin ortakları ve kooperatifi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, alınan ibra kararının da iptalini istemiştir. Diğer genel kurul kararlarında olduğu gibi 1163 sayılı Yasa"nın 53. maddesindeki koşulları oluştuğunda ibraya ilişkin genel kurul kararlarının da iptali istenebilir. Kural olarak ayrıntılı şekilde görüşülerek alınan bir ibra kararı yöneticiler hakkında TTK"nın 341. maddesi kapsamında sorumluluk davası açılmasına engel oluşturacağından, ibraya ilişkin genel kurul kararının yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde davacıların bu kararın iptali hususunda dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu iddiaların açılacak şahsi sorumluluk davasında ileri sürülebileceği yolundaki gerekçeye itibar olunamaz. Kaldı ki, ibra kararının neticeleri sadece sorumluluk davası ile ilgili de değildir. Davacı tarafça ileri sürülen hususlardan bir kısmı doğrudan kooperatif zararı ile ilgili bulunduğundan bu hususlar üzerinde durularak iddiaların varid olup olmadığı ve ibra kararı verilmesine engel oluşturup oluşturmayacağı açıklığa kavuşturularak neticesine göre bir karar verilmek gerekir.
Dava konusu genel kurulun birlikte görüşülen .... ve .... maddelerinde bilanço görüşülerek, oy çokluğu ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri ibra edilmiş, bilanço ve genel gider hesapları kabul edilerek onaylanmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kilit taşı işi ile ilgili 36.950,00 TL fazla bedel ödendiği, ancak bu konuya ilişkin faturanın var olması ve bilanço kayıtlarına girmesi nedeniyle, bilançonun gerçeği yansıtmadığı şeklindeki iddianın yerinde olmadığı, olsa olsa bu durumun şahsi sorumluluk
nedeni olacağı, bu sebeple genel kurul gündeminin bilanço ile ilgili olarak alınan kararın da kanun ve anasözleşmeye aykırı bir yönünün bulunmadığı tespit edilmiş, itiraz üzerine alınan ek raporda da, elektrik işlerinin projesiz olarak yapıldığı, proje olmadan metraj çıkarmanın mümkün olmadığı, ancak elektrik işleri ile ilgili yapılan imalatlarda fazla ödeme bulunmadığı görüşü bildirilmiş, mahkemece de bu raporlar doğrultusunda bilanço ile ilgili alınan genel kurul kararının kanun, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına uygun olarak oluşturulduğu, iptalini gerektirir usuli veya esasa ilişkin hata ve usulsüzlüğün bulunmadığı gerekçesiyle bu maddelere yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 380. maddesi “ Bilançonun tasdikine dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikiyle ibra edilmiş olmazlar.” hükmünü içermektedir. Buna göre ibra, kooperatifin gerçek durumunu yansıtmalıdır. Bilanço ve gelir gider tablosu tüm ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararı, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşır. İbra, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içerir. Açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibra yok sayılır.
Bu durumda mahkemece, bilanço, gelir-gider cetvelleri, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, kooperatif defter ve kayıtları ile varsa kooperatiften döşenen kilit taşı ve elektrik malzemesi ile ilgili bulunan projeler getirtilip, mahallinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi ile teknik bilirkişilerden oluşan uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif ... edilerek ve ölçüm yapılarak kilit taşı ve elektrik işleri ile ilgili davacının iddialarının varit olup olmadığı, ibra kararı verilmesine engel oluşturup oluşturmayacağı, bilançonun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, 2005 yılına ait davalı kooperatifin yönetim kurulu çalışma raporu ve denetim kurulu raporunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılmış ....06.2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan tebliğlerde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, raporların gerekli tebliğ ve ilan işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, tarafların iddiaları ve savunmaları ile TTK"nın 327, 354 ve 380. madde hükümleri de değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle ve sadece kilit taşı işini yapan şahsın beyanına göre yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı kooperatif vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ....05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.