Davacı, 23.08.2001 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olmadığının ve 24.08.2001 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu SSK sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 23.08.2001 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmadığının ve 24.08.2001 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu SSK sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen 26.04.2007 günlü karar, Dairemize ait 08.05.2008 gün ve 2007/13182 Esas ve 2008/7496 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş ise de, bozmaya uyan mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeyerek isteğin kabulüne karar verilmiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Bozma ilamımızda Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmediği için "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması halinde (zorunlu sigortalılıkların çakışması), yasalarda yer alan düzenlemelere göre önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınacağı, ancak 1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur hükmünün uygulanacağı; somut olayda davacının 23.03.1990-05.06.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu ihtilaf konusu dönemde 24.08.2001 tarihi ile 30.05.2005 tarihleri arasında aralıklı ve kesintili olarak S.S.K.na tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı, davacının Bağ-Kur"a bu dönem sigortalılığı ile ilgili olarak 09.04.1993 ila 28.01.2003 tarihleri arasında aralıklı prim ödemelerinin bulunduğu ve 31.07.2008 tarihi itibariyle 22.021,49.-YTL prim borcunun bulunduğu görüldüğünden; davacının prim ödeme cetveli getirtilerek ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığı saptanıp 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu var ise, şimdiki gibi davanın kabulüne, 5 yıldan az süreye ilişkin prim borcu var ise, davacının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığı 1479 sayılı Yasa"ya tabi olduğundan ihtilaflı dönem olan 28.03.2001 tarihinden 05.06.2005 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığına geçerlilik tanımak gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma gereği yapılan araştırma sonucunda davacının 05.06.2005 tarihi itibariyle 5 yıldan az (38 ay) prim borcu bulunduğu tespit edildiğine göre bozma gereği davacının 28.03.2001 tarihinden 05.06.2005 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığına geçerlilik tanınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı SGK"nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.