9. Hukuk Dairesi 2014/36602 E. , 2015/11551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, eksik ödenen ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı işçinin unvanının düşürüldüğünü, bunun rızası hilafına yapıldığını, unvan düşürülmesi nedeni ile temel saat ücretinin de düşürüldüğünü, bu şekilde oluşan ücret kayıplarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davasını 11.4.2012 ve 9.7.2013 tarihlerinde iki kez takip etmemesi gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemece davanın iki kez takipsiz bırakılması neticesinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de UYAP ortamında dosyanın incelenmesinden; davacı vekili Avukat ...’nin 10.4.2012 tarihinde elektronik imzasını taşıyan mazeret dilekçesini Mahkeme’ye sunduğu, içeriğinde davacı vekilinin .... Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/1017 Esas sayılı dosyasının duruşmasına katılacağı için bu duruşmaya katılamayacağı bilgisini verdiği, bu dilekçenin 11.4.2012 tarihinde elektronik dosya içerisine özel gelen evrak olarak girdiği, bu evrakın 11.4.2012 tarihinde mahkeme kâtip rolü ile ... kullanıcı adı ile saat 08.16 itibariyle açılıp onaylanıp işin kapatıldığı ve bitirildiği görülmektedir. Mahkeme’nin 11.4.2012 tarihli celsesinde ise davacı vekilinin duruşmaya gelmediği, mazeret de sunmadığı için takip edilmeyen davanın işlemden kaldırılmasına dair ara karar verildiği anlaşılmaktadır. Sonrasında ise davacı vekilinin mazeret göndermesine rağmen dikkate alınmadan davanın işlemden kaldırılmasına karşı 12.4.2012 tarihli ara karardan dönülmesine dair talepte bulunduğu, bunun üzerine Mahkemece resen celse açıldığı, bu işlemin davanın yenilenmesi tensip zaptı hazırlanarak yapıldığı görülmektedir. Daha sonra 9.7.2013 tarihinde davacı vekili davayı takip etmemesi üzerinde yeniden davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 17.7.2013 tarihli dilekçe ile davasını yenilediği, 26.7.2013 tarihinde Mahkemece davanın yenilenmesi tensip tutanağı tanzim edildiği, taraflara tebliğ edildiği, davalı vekilinin davacının iki kez davasını yenilemeyeceğini ileri sürerek itiraz ettiği, Mahkemece 23.10.2013 tarihinde davanın iki kez takipsiz bırakılması neticesinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda tafsilatı ile yazıldığı üzere Mahkemenin ilk kez davacının işlemden kaldırılmasına dair karar verdiği ara kararın davacının mazeretinin Mahkemece fark edilmemesi üzerine verildiği açıktır. Bu karardan sonra davacı vekili tarafından verilen dilekçenin eski hale iade dilekçesi olarak verildiği, davanın yenilenmesi talebini içermediği halde Mahkemece sanki dava yenilenmişçesine yenileme tensip tutanağı tanzim edilip tarafların celseye davet edildiği görülmektedir. Hâlbuki Mahkemece bu celsede davacı vekilinin mazereti değerlendirilerek bu talep hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi, savunma hakkının kısıtlanmasına yol açmaktadır. Çünkü HMK gereğince davacı davasını en çok iki kez takipsiz bıraktığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmektedir. Mahkeme’nin hatalı bir kararı ile bu hakkın sınırlanmasını savunmak Anayasa ve yasalarla getirilen adil yargılama hakkı ilkesine ters düşer.
Bu yönüyle davacı davasını ilk olarak 09/07/2013 tarihinde bir kez takipsiz bırakmıştır. Mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.